Son dönemlerde adını sık sık duyduğumuz bir konuyla başlamak istiyorum: Sürdürülebilirlik.

Evet! Çok fazla duyuyor ve görüyoruz. Bir yerlerde bir şeylerin yanlış yapıldığını ve bizim de bunu düzeltmek için bir adım atmamız gerektiğini biliyoruz. Bu adım nasıl atılır? Sürdürülebilirlik nedir?

Öncelikle yakın zamanda dinleme fırsatı bulduğum, sürdürülebilirlik kelimesinin 5N1K’sı konusunda anlaşılabilir, ikna edici ve güncel bilgiler sunan bir yayın ile başlamak istiyorum. BSH Türkiye’nin podcast hesabında yayınlanan bu söyleşide REM CEO’su Rudolf Klötscher'ın sürdürülebilirlik hakkında ilham veren görüşlerine kulak veriyoruz. Sürdürülebilirlik konusuna ilişkin okumaları, ürettiği içerikleri, tavsiyeleri ve yönlendirmeleri ile alanında bilinen bir akademisyen olan Sertaç Doğanay’ın da söyleşiye eşlik ediyor olması ayrıca hoş bir fırsat.

Adım adım ilerliyoruz.

Klötscher, 2019 sonunda hayatımıza giren pandemi ile birlikte evlerde daha çok vakit geçirildiğinden beyaz eşya kullanımının arttığına, tüketicilerin de beyaz eşyaları ne sıklıkla kullandıklarına dikkat etmeye başladığını ve bunun da BSH için en önemli konulardan olan sürdürülebilirlik kavramına tüm şirketleri de yönlendirdiğini belirtti. BSH; sürdürülebilirliği kuvvetli ve bağlayıcı bir kapsamda değerlendiriyor, tüketicilerinin yarınını buna göre planlıyor.

Günümüz dünyasını değerlendirdiğimde insanlığın sınırsız bir tüketim isteğiyle dolu olduğunu görebiliyorum. Bu sayfadaki son blog yazımda anlattığım döngüdeki gibi bir gün sonu olacak mı diye düşünüp düşünmediğimizi sorguluyorum.

Peki, bu soruya cevap ararken insan ve sürdürülebilir yaşamı nasıl birlikte irdelemeliyim?
Podcast yayınında da BSH’nin sürdürülebilirlik kavramını 3 ana başlığa ayırdığından bahsediliyor: İnsan (People), Gezegenimiz (Planet) ve Refahımız (Prosperity). Akılda kalması için 3P diye kısaltılıyor ama bence öyle demeyelim ki insanlar hatırlamak için kendini zorlasın. 🙂

İnsan ile başlıyoruz çünkü gezegende yaşayan da, medeniyeti ve kalkınmayı belirleyen de insandır.

Bu noktada görüyorum ki insan; çevresel, ekonomik ve toplumsal açıdan sürdürülebilir yaşama yönelik kararlar aldıkça nasıl daha enerji tasarruflu ürünler kullanabilirim, paylaşım ekonomisine nasıl katkıda bulunabilirim ya da gelecek neslin iş hayatına dâhil olabilmesi için nasıl bir yol izleyebilirim gibi sorularına cevap arıyor. Tüketicisi olduğu markaların da bu 3 unsur ile hareket ettiğinden emin olmak istiyor.

BSH olarak biz de çevresel sürdürülebilirlik adına daha az kaynak tüketimi için çalışıyor, ekonomik sürdürülebilirlik adına mevcut ürünlerimizi paylaşım ekonomisine dâhil etmenin yollarını araştırıyor ve toplumsal sürdürülebilirlik adına genç istihdama yönelik faaliyetlerimizi artırıyoruz. 

Dijital çözümler ile iş süreçlerini iyileştiriyor hem üretim hem de operasyonel süreçlerde kaynakların kullanımını yönetiyoruz. Beyaz eşyaların yeniden kullanımına yönelik politikalar belirliyoruz. 

Yayın elbette anlatılanların verdiği umut ve güzel temenniler ile sonlanıyor. Serinin başlığı ‘Sürdürülebilirlik Evde Başlar’ cümlesine uygun olarak sürdürülebilirliğe evde başlamak adına BSH’nin çalışmalarını ve ilerlediği yolu anlayabildiğimiz keyifli bir yarım saat oluyor.

Ben de bugün bu mesajın önemini görüyor ve artırıyorum. Sürdürülebilirlik insanda, sende yani bende başlar!

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sürdürülebilirlik adına güzel işler yaptığımız günler diliyorum.

Zeynep Bircan 
Siemens Türkiye Satış Destek Sorumlusu