Günlerden güzel ve güneşli bir pazar sabahı... Pandemi sebebiyle gün boyu evde vakit geçireceğimiz bir gün. Eşimle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra kahvemi alıp birkaç saat gazete haberlerine göz atmak niyetindeyim. 

Bir köşeye çekilip hafta sonu haberlerini karıştırmaya başlıyorum; hangi gazeteye baksam kadına şiddet, cinsiyet eşitsizliği ve kültürel ayrımcılık konularıyla ilgili birçok tatsız haberle karşılaşıyorum ve tabii ki üzülüyorum. İçimi bir huzursuzluk kaplıyor. Ama bu öyle sandığınız gibi aşağı çeken, enerjimi tüketen türden olumsuz bir huzursuzluk değil. Aksine beni harekete geçiren ve “Karamsarlık, üzülmek faydasız, bununla mücadele edecek ve tam tersine iyi örnekleri çoğaltacak şeyler yapmalısın Emre.” diye uyaran teşvikkâr bir içsel konuşma, iç dünyamda güçlü bir kıpırtı…

İşte bir pazar günü böyle “Ne yapsam, ne yapmalıyım?” diye düşünceler içindeyken aklıma birden çalıştığım şirketim BSH'nin Kurumsal İletişim Biriminin birkaç gün önce yolladığı “Yeni Bloggerlar Arıyoruz!” mesajı geldi.

Ve iç sesim âdeta bağırarak “Tamam işte! Tam zamanında ulaştı bu mesaj. Hadi kalk blog yaz. Herkese çeşitlilik, kapsayıcılık ve pozitif ayrımcılık için yaptığınız güzel şeyleri anlat! Daha çok kişi haberdar olsun, böyle güzel haberler yayılsın.” dedi ve hemen bu yazıya başladım.

Gerçekten de şirketimizin hem iç iletişim hem de sosyal medya kanallarında özellikle cinsiyet eşitliği, kapsayıcılık konularında öyle güzel haberler görüyorum ki gurur duyuyorum. Âdeta koltuklarım kabarıyor. Özellikle de kız çocuklarına, genç kızlara, kadın mühendislere ve bütün çalışanlara yönelik bilim, teknoloji konularında verilen destekler şirketimi, takım arkadaşlarımı ve tüm BSH’yi daha çok sevmeme, güven duymama neden oluyor. 
Örnek olarak; 

- Kadın mühendis adaylarının desteklenmesi için tasarlanan WE Power gibi projelerimizi, 
- Tüm iletişim kanallarımızda kullanılan dilde her katmandaki eşitlikçi yaklaşımı, 
- Diğer kurumlar vurgulamaktan çekinirken şirketimin yaptığı eşitlik çağrısını
- Çalışanlara verilen "toplumsal cinsiyet eşitliği" eğitimlerini, 
- “Annelik-babalık hakları” konusunda farkındalık artırıcı çalışmalarımızı,  
- "Kadının Geleceği" temalı 1 Mart Gelecek Günü'ne sponsor olmamızı sayabilirim. 

Kısacası BSH ailesi olarak bu konulardaki ilkeli, kararlı duruşumuzu çok değerli buluyorum. 

Tabii ki çoğunlukla kadınların sorumluluğundaymış gibi görülen ev işlerini erkeklerin de çok kolay yapabilmesini sağlayan "Home Connect" gibi ürünlerimize de bu eşitlik prensiplerimizin yansımasından bambaşka bir kıvanç duyuyorum👍

Hatta bu konuları öylesine içselleştiriyorum ve hayatıma katıyorum ki her gün birkaç kere kendimi çeşitlilik, kapsayıcılık ve eşitlik kavramlarını teoriden pratiğe dönüştüren güçlü mottomuz "Be One Team" yani "Bir Takım Ol"u kendi kendime tekrarlarken yakalıyorum😊

Özetle (aslında sanıyorum hepimiz için de öyledir); iş hayatı para kazanmanın ötesinde benzer amaçlar uğruna mücadele eden ekip arkadaşlarına dönüştüğümüzde, çalıştığımız şirketin de bu konulara liderlik ettiğini hissettiğimizde anlam kazanıyor ve daha güzel gelecek beklentileri için cesaret veriyor. 
Buraya sığmayan, anlatacak daha birçok faaliyetimiz var elbette. Ancak yukarıda saydıklarım da son derece net bir vizyonu ortaya koymuyor mu? Yanıtlarınızı yorum bölümünde almayı çok isterim…

Bana göre hepimiz bu mücadeleye ortak olmalı ve neler yapabileceğimizi düşünüp bu değerlerle tek ses, tek yürek olmalıyız. Sürdürülebilir bir geleceğin ancak ve ancak kadın ve erkeğin sahip oldukları farklı özellik ve yeteneklerle evde, işte, ekonomide, bilimde, sanatta, sporda, politikada, eğitimde kısacası her alanda eşit olduğu bir dünya düzeni ile mümkün olacağına inanıyorum.

Yeniden görüşünceye kadar kendinize iyi bakın…

Emre Paçarız
BSH Gaggenau Satış Alan Yöneticisi