BSH Bloğunda yazmam 2015 yılında şirkete katıldığımda istenmiş ama bir türlü fırsat yaratamayıp –belki de kendimi henüz hazır hissetmeyip– BSH’nin blog yazarları arasına katılamamıştım. Artık kendimi hazır hissediyorum ve yepyeni bir heyecanla buradayım.   

Tanımayanlar için görevim: Dijital Platformlar. Resmi tanımıyla “BSH Dijital Platform Hizmetleri Küresel Başkan Yardımcılığı”. Biraz daha açarsam “Şirketimizin tüm departmanlarının kullandığı farklı teknolojilerin kurulması ve işletilmesinden sorumluyum”, diye ifade edebilirim. Bu platformlardan günümüze, yani “yeni normal” dediğimiz döneme en çok etki yapacak, çalışanlarımız ve ekosistem ortaklarımız arasındaki paylaşım ve iletişimi en çok artıracak olanı ise “çalışma ortamı” platformları. 

İstanbul’da yaşıyorum ancak dünyanın farklı noktalarından, farklı ülke ve kültürlerden ekip arkadaşlarına sahibim. Tam anlamıyla rengârenk ve küresel bir karmayız. BSH’deki ve BSH ile ilişkili tüm çalışma ortamı platformlarını geleceğe hazırlayıp her aşama ve katmandan tüm kullanıcılara daha verimli, daha etkili araç ve ortamlar sağlamak için uğraşıyoruz. Bu perspektifle teknisyenlerimizin kullandığı iPad’lerden fabrikalarımızda kullandığımız en karmaşık endüstriyel araçlara kadar tüm çalışma ortamları da işimizin bir parçası oluyor.  

Teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanarak işlerimizi farklı ortamlarda yürütebilsek de zaman zaman yüz yüze bir araya gelmek, yerinde gözlem yapmak gerekiyor. Ne mutlu ki uzunca bir aradan sonra pandemi kısıtlamaları kalktı ve biz de tekrar birbirimizi görmeye başlayabildik.  
Fabrikalarımızı ziyaret ettik 

Geçtiğimiz haftalarda, proje ekibi olarak hazırlık ve çalışmaları bizimle beraber yürüten grup şirketimiz Robert Bosch’un BT ekibiyle birlikte özellikle fabrika çalışma ortamlarını değerlendirmek, Bosch ve BSH’nin bu alanda yaptığı işleri yerinde gözlemleyerek yeni nesil çalışma ortamlarının ihtiyaçlarını belirlemek üzere Robert Bosch Bursa ve BSH Çerkezköy fabrikalarını ziyaret ettik. Hem teknik bilgi paylaşımı hem de omuz omuza çalışma sinerjisi ve sosyal etkileşim adına çok yararlı bulduğum bir gezi oldu. 

Geziye katılan arkadaşlarımızın bir kısmı projede kilit görevlere sahip olsalar da henüz fabrikaları görmemişlerdi. Yani bu ziyaretlere kadar sahada gözlem yapma şansı bulamamışlardı. O yüzden bu fabrika ziyaretleri ile uzaktan destek amacıyla devreye aldığımız sistem ve süreçleri yerinde gözlemlemek, sonuçlarını bizzat canlı canlı saptamak, hayatın gerçeklerini algılamak adına epey yararlı oldu.   

Fabrika ziyaretinden sonra gittiğimiz Bursa İskender lokantasında tesadüfen restoranın üçüncü kuşak sahibiyle karşılaştık. Kendisinin hem bize hem de misafirlerimize restoranın, dönerin, iskenderin öyküsünü anlatması, ailesinin ve iskenderin tarihine dair yaptığı heykelleri açıklaması hepimizin büyük ilgisini çekti. Yemek boyunca bizi yalnız bırakmayıp merak ettiğimiz tüm konuları açıklamasıyla iyice keyifli bir deneyim yaşamış olduk.   
Uzmanlaşmanın önemini bir kez daha anladığımız, bir konuya gönül verince nasıl da güzel sonuçlar alındığını ilk elden gözlemlediğimiz Bursa ziyaretimizden sonra hep beraber İstanbul’a döndük.  

Çerkezköy Fabrikasında ise arkadaşlarımızın fabrikalarda kullandıkları tüm cihazlardan birer örnek alarak hazırladıkları ortamlar üzerinde BSH olarak nasıl uluslararası standartlarla çalıştığımızı, bunlara nasıl destek verdiğimizi ve sonuçlarını gözlemledik. Sonrasında fabrika ve lojistik operasyonlarımızı gezdik. Anlatılan konuları yerinde gördük, detaylıca inceledik.  

Bu gezilerde endüstriyel çalışma ortamları konusunda cihaz ve süreç standardizasyonunun yanı sıra verimlilik ve etkililik açısından grup şirketlerine kıyasla BSH’nin epey ileride olduğunu fark ettim. Tüm proje ekiplerinin bu gelişmeleri gördükten sonra BSH’nin yeni nesil sistemlerdeki bu avantajını daha da ileriye götürerek grubun diğer şirketlerine öncülük yapabileceğine dair motivasyon bulduklarına inanıyorum. Eğer fabrikalarımızı ziyaret etmeseydik belki de bu gerçekle bu kadar açık bir şekilde karşılaşmayacaktık.   
Sonuç olarak uzun süredir proje ekibinde olan ama birbirlerini yüz yüze ya hiç görmemiş ya da çok nadir görmüş, sahada inceleme yapamamış kişilerin birlikte iki gün gibi kısa bir süre geçirmelerinin bile yerinde gözlemin faydaları, ekip içi iletişimin artması ve takımın birbirini daha iyi anlaması açısından ne kadar faydalı olduğunu şimdiden görebiliyorum.  

İşleri uzaktan çalışarak da yürütülebildiğimizi gördüğümüz şu son zamanlarda bence bu ziyaretlerin en büyük katkılarından biri, gerekli önlemleri alarak bir araya gelmenin, uzaktan tartışarak ilerlemeyen konuların yerinde gözlem ve örnekler ile herkes tarafından hızlıca aynı şekilde anlaşılabileceğini açıkça görmemiz oldu.  

Uzaktan çalışma konforumuzu artırsa da yüz yüze buluşmaların, yerinde inceleme ve gözlem yapmanın faydaları tartışmasız üstünlüğünü hâlâ koruyor. O yüzden uzaktan çalışma ile fiziksel buluşma arasında bir denge tutturmak şart. Bu kısacık deneyim, inceleme gezileriyle desteklenen uzaktan çalışmaların –yani karma çalışma modelinin– projelerin başarısı açısından çok daha etkili olduğunu bize göstermiş oldu.  

Böylece ilk yazımın da sonuna geldim. Bir sonraki yazıya kadar keyifle ve sağlıcakla kalın. 

Berke Menekli 
BSH Dijital Platform Hizmetleri Küresel Başkan Yardımcısı