Sözlüklerde “ses”, ilk anlamıyla “kulağın duyabildiği”; diğer bir ifade ile de “akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu” titreşim olarak tanımlanıyor. Yalın bakışla da ses aslında, sade ve her gün hepimiz için kaçınılmaz bir iletişim biçiminin en önemli aracı…

Okumakta olduğunuz yazımda, bu iletişim aracının kimi zaman bireysel, kimi zaman kitlesel yönlendirme özelliklerinin dışında; yeni bir pazarlama hikâyesinin başkahramanı oluşundan, bu özellikle pazarlamacıları heyecanlandıran nispeten yeni alandan bahsedeceğim…

“Dünya dijitalleşiyor” cümlesinin klişeden ibaret olmadığını kabullendiğimiz yıllardayız…
Yenidünya düzeninde hemen her şeyin “dijitlerle de” ifadesinin artık bir seçenek değil, mecburiyet haline geldiğini sindirmeye, hazmetmeye, alışmaya çalışıyoruz. İçinde bulunduğumuz “yeni insanlık döneminde” dijitalleşme nedeniyle bireylerin satın alma alışkanlıkları değişiyor. Doğal olarak müşteri deneyim haritaları da hızla dijitalleşmeye başlıyor. Her an ihtiyaç duyulan müşteri verisinin ayrıştırılması ve tekilleştirilmesi şart olurken, mevcut pazarlama karması ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor.

Sonuç olarak, her pazarlamacının can simidi olan meşhur;
4P (Price/Fiyat– Product/Ürün – Promotion/Tanıtım – Place/yer) dörtlemesi yerini; SAVE (Solution/Çözüm – Access/Erişim – Value/Değer – Education/Eğitim)’e bırakıyor…

İhtiyaçlar bu denli çeşitli, beklentiler böylesine uçsuz bucaksız olunca müşteriyi bulmak, ayrıştırmak, doğru kanala yönlendirerek satın alma isteği ve nihayet; satın alma kararı yaratmak için yeni yollar, araçlar bulmak, kullanmak da giderek zorlu ve zorunluluk haline geliyor.
Pazarlamada can simidi; Voice Marketing – Ses Pazarlaması

Voice Marketing – Ses Pazarlaması
terimi 2019 yılı ve sonrasında, pazarlama gündemini inovatif, yenilikçi yaklaşımlar söz konusu olduğunda epey meşgul edeceğe benziyor.

Dünya devi Google 2018 yılında sesli mobil sorgulamaların %20 seviyesine ulaştığını açıkladı.
Ve tabii ki “Ses Pazarlaması”, öncelikle dijitalleşme ile adı anılan büyük kurumların radarına derhal takıldı (Bkz. Google Voice Search)

Tüketicinin sesini tanıyarak, onun tüketici davranışlarından varyasyonlar elde eden sistemlerle, tüketiciye doğru önerileri sunabilen Siri, Alexa gibi “Ses Pazarlaması” ürünleri de hayatımıza daha hızlı girmeye başladı.

Aslında Apple yıllardır akıllı telefonlarda “Siri” aracılığıyla tüketicisi ile iletişim kuruyor ve tüketicisini anlamaya çalışıyor. Bu süreçlerin uzun yıllar önce hazırlığını yapan Silikon Vadisi’nin büyük şirketleri de zannediyorum ki önümüzdeki yıllarda pek çok yenilikle ve hızla karşımızda olacaklar.
“Voice Marketing – Ses Pazarlaması” neden önem kazanıyor?

Tüketicinin ayak izini konvansiyonel, fiziki (offline - çevrimdışı) kanallarda takip etmek hem güç hem de çok maliyetli. Oysa müşterilerimizi takip etmek ve anlamak için dijital mecralarda çok daha fazlasını yapabiliyoruz. Artık mobil ve mobil dışı diğer platformlarda da çerezler yardımı ile pek çok faaliyet kayıt altına alınıp, analiz edilebiliyor. Bu da tabii ki satın alma ve hatta satın almanın sonrasındaki günlerde dahi tüketicinin alışkanlıklarının izlenebilmesine olanak sağlıyor.

Öyle ki akıllı telefonlarla hayatımıza giren “parmak izi teknolojisi” ve “yüz tanıma teknolojisi” vasıtası ile tüketicinin sadece ayak izini değil aynı zamanda bireyden bireye değişen ve tekil olan en mahrem bilgilerine dahi erişilebiliyor. Etik, mahremiyet tartışmaları süre dursun, bu alanlardaki teknolojiler ve kullanım alanları engellenemez biçimde hızla gelişiyor, yayılıyor.

Şimdiye kadar layıkıyla takip edilemeyen tek bir şey kalmıştı o da “ses”. Yani; insanın doğumundan ölümüne kadar devam eden, en önemli, ayrıştırıcı, bireye dair pek çok bilgi verebilen tekil özelliklerinden biri…

Ses bu kadar önemli iken ve müşterinin ona has en özel bilgilerini taşırken buna uygun pazarlama karması ürünlerini bulmak tabii ki de atlanmayacaktı ve atlanmadı da zaten :) Sonunda keşfedildi!  Böylece, her gün sesleriyle de iletişim kuran insanların bu önemli araçları, hayatımıza normal pazarlama faaliyetlerinin yanına “Ses Pazarlamasının da” eklenmesi ile yeni bir alan olarak girdi.  

Çünkü tüketici deneyimlerine artık daha fazla eğiliyoruz!..
Geçtiğimiz aylarda lansmanını yaptığımız “Bosch Kameralı Buzdolabı” inovasyonu ile tüketiciye dijital çözümler sunmaya devam ediyoruz. 

Geleneksel beyaz eşya kanalının amiral gemisi olan buzdolaplarına getirilen kameralı yenilikle müşteri deneyimi arttırılıyor ve “bir buzdolabından daha fazlası” vurgusu yapılabilir hale geliyor. Müşterinin üründen beklediği çekirdek özellikler yanında memnuniyet ve seçim yelpazesinde karara yön verebilecek dijital çözümler sunmayı ilke edinen BSH, bu tür ürünler ile yaratıcılığını bir kere daha gösteriyor ve Home Connect ile idare edilebilen ürünlerini her geçen gün geliştiriyor. 

Bosch’un Home Connect cihazları gibi yeni nesil ürünlerin ileride hangi teknolojik yatırımlarla geliştirileceğini hep birlikte göreceğiz. 

Ahmet Yıldırım
BSH Türkiye, Profilo Dijital Süreçler Satış Uzmanı