BSH Türkiye’nin merkezinin bulunduğu ve çok fazla medeniyete ev sahipliği yapmış İstanbul, Anadolu’nun göz bebeğidir. Benim en çok ilgimi çeken misafirlerinden biri de kimilerine göre gerçek kimilerine göre efsane olan Amazonlar olmuştur.Amazon kavramı, Ön Asya olarak da adlandırılan topraklarda birçok farklı kültür tarafından sahiplenilmiştir. Mitolojide bugün yaşadığımız şehirlerin bazılarına isimlerini de vermiş. Bunlardan biri de benim doğum yerim: İzmir ya da diğer adıyla Amazon ‘Smyrna’.
Hem ortak tarihimizde hem de dünya tarihinde birçok noktada kadınlığın ve kadınların nasıl yüceltildiğini, övgüler aldığını görebiliyoruz. İnsanlık tarihi boyunca verebileceğimiz tek örnek Amazonlar da değil. Kadın yöneticilerin eşlerinden daha çok sözünün geçtiği hükümdarlıklar, bağımsızlık mücadelelerinde efsaneleşip nice kadınlı erkekli kitlelere ilham olan isimler bulabiliyoruz.
Ancak ben şimdi Amazonlara dönmek istiyorum. Amazonların gerçekten yaşayıp yaşamadığına dair tartışmalar var ama bir masal kahramanı olarak bile bize öğretecekleri çok şey olduğuna inanıyorum. Hikâyelerin hayatımızdaki gücünü ve bizi nasıl ikna edebildiklerini daha önceki bir yazımda yine ifade etmiştim. İşte bir başka güçlü hikâyeye ev sahipliği yapan topraklarda dünya tarihine tanıklık etmeye nasıl devam ettiğimizi bildirmek için de bu yazıyı yazmaya başladım.
Kadın kelimesi, kimi dillerde erkek kelimesine bazı yaralayıcı anlamların yüklenmesiyle ortaya çıkmış olsa da kadın, daima tarihin mücadele ile anılan köşe noktalarında yer almıştır. “Hak kazanılır ama kaybedilince geri alınamaz.” Bu cümle, bana kalırsa kadının dünyadaki varoluş çabasını tam anlamıyla anlatıyor. Kazanmak için sürekli uğraştığımız ve kaybetmemek için sürdürdüğümüz bir mücadele. Kadının ailedeki yeri, evlilik ile yasal statü kazanması, iş hayatında ve üretimde yer alması ve elbette seçme–seçilme hakkı...BSH ve Kadın Gücü…
Beyaz yakalı bir kadın çalışan olarak benim bu konular arasındaki önceliğim elbette ki iş hayatındaki yerimiz. Sanayi üretiminde ucuz çalışma gücüyken gelinen yolda alınan yaralar kadar kazançlar da var. Ama bizim önümüzde, daha yüksek sesle anlatmamız gereken harika bir örnek var: BSH’nin kadın istihdamına bakışı, yaklaşımı ve bu konuda attığı adımlar…
BSH’nin cinsiyet eşitliğini desteklemek üzere kız öğrencileri ve kadın çalışanlarını desteklediği WE Power programını çok iyi biliyoruz. Program başladığından itibaren oldukça güzel iletişim çalışmaları yürüterek dahili ve harici paydaşlarımıza mühendislik ve satış alanında kariyerini sürdüren kadınların BSH’deki yerini ve çalışmalarını anlattık. Hatta bu çevrim içi oturumlarda takip edeceğim Amazon kadın mentorlar da tanıdım. İleride kendileriyle güzel çalışmalarımız olursa onları detaylandırırken isimlerini de paylaşırım belki. 😊
WE Power projesi, mühendislik ve satış gibi erkek egemen alanlarda kadının adını var edebilmenin güçlükleri karşısında çok değerli bir inisiyatiftir.
Tam da bu noktada parçası olmaktan mutluluk duyduğum Siemens Ev Aletleri markamızla ilgili bir örnek vermek isterim. “Brand Shaping” [Marka Şekillendirme] çalışmalarının iletişiminde koşuya hazır atik bir kadın figür konumlandırılmış olması devamında da çeşitliliğin güzel örneklerine vurgu yapılacağını hissettiriyor. Ben de şimdiden bu kampanya iletişiminin yankılarını büyük bir merakla bekliyorum.
WE Power projesi, mühendislik ve satış gibi erkek egemen alanlarda kadının adını var edebilmenin güçlükleri karşısında çok değerli bir inisiyatiftir.BSH, her yıl kadın istihdamına değer verenler listelerinde yer alıyor. “Çeşitlilik” hedefini sadece kadın–erkek ayrımıyla ele almıyor elbette ama kadın istihdamı konusundaki farkındalığı BSH’nin “çeşitlilik” kaslarına güç katıyor. Tıpkı bir Amazon savaşçısı gibi…
Son olarak yakın zamanda tanıklık ettiğim bir projeye de yer vermek istiyorum: “Kadın Mentorluk” programı…
Geçen yıl başlayan programda ben de “danışan” [mentee] olarak yer aldım. Departmanlar, hatta iş dinamikleri arasında farklı deneyimler yaşayarak oldukça keyifli bir süreç geçirdik. Bu yıl da farklı programlarla aynı desteği almaya devam ediyorum. Hatta bu yıl, geçen yıl kazandıklarımızla daha tecrübeli ve daha ölçülebilir metriklerle ilerliyor. Proje sürerken ben de çalışmaların nasıl ilerlediğine ve neler kazandığıma ayrı bir yazıda yer vermek isterim.
Tam da bu noktada parçası olmaktan mutluluk duyduğum Siemens Ev Aletleri markamızla ilgili bir örnek vermek isterim. “Brand Shaping” [Marka Şekillendirme] çalışmalarının iletişiminde koşuya hazır atik bir kadın figür konumlandırılmış olması devamında da çeşitliliğin güzel örneklerine vurgu yapılacağını hissettiriyor. Ben de şimdiden bu kampanya iletişiminin yankılarını büyük bir merakla bekliyorum.5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü kutlu olsun!
Kadın ve erkek omuzlarımızda yükselen bir yarında, el ele, yaşamla keyifli bir mücadelede olacağımız daha nice güzel günlerde görüşmek dileğiyle…
Zeynep Bircan
Siemens Türkiye Satış Destek Sorumlusu
