Tıpkı 2020 yılının sonunda yaptığımız gibi 2021’in sonunda da umutla pandeminin bitmesini diledik. Hepimizi üzen, yoran sorunları aşmayı ümit ettik. 

Ve biz bunu hep yapıyoruz. Yeni gelene daima “daha iyi olmak zorundaymış” gibi bir sorumluluk yüklüyor, ne kadar olumsuzluk yaşarsak yaşayalım daha iyisinin mümkün olabileceği umuduna tutunuyoruz. Üstelik pandemi gibi olağanüstü bir şeyle uğraşmadığımız yıllarda dahi çoğumuz, kapılarımızı yeni seneye benzer duygularla; “Bak akıllı ol, geçen yıla benzeme, sen daha iyi gel bize!” tembihleriyle açıyorduk… Çünkü eninde sonunda öleceğini bilen insan, böylesi keskin ve kaçınılmaz bir gerçeğin karşısında hayata ancak “daha iyiye ulaşma hayalini yitirmediğinde” tutunabiliyor.

O halde, umut sözcüğünü "olması beklenilen veya olacağı düşünülen şey" diye tanımlayabilir, meselenin yıllardan ziyade yaşamımızı sürdürmek için ümit etme ya da olasılıklara sarılma ihtiyacımızla alakalı olduğu çıkarımını yapabiliriz. Sonuçta hangi ortamda, hangi koşullarda olursak olalım aslında hepimiz sürekli yeşerecek, yeşerdikçe de yaşam enerjimizi besleyecek umutlara sahip olmak istiyoruz. 

UMUTLARI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN GEREKEN İKİ TEMEL DAVRANIŞ: İSTEMEK VE ÇABA GÖSTERMEK…
“Umut varsa yaşam da var!” diyorsak eğer, yaşam kaynağımız olan umutlarımızı diri tutmak ve gerçekleştirmek için “dileklerimizi, dualarımızı” da ele almalıyız diye düşünüyorum. 

Ve diyorum ki; “Umuda yolculuğumuza önce oldukça detaylı bir istek listesi hazırlamakla başlamalıyız.”

Gazetecilik terimleriyle söylersek isteklerimizin”5N1K”sı açık ve net olmalı ki evren kolayca ve hemen anlayabilsin. Öyle “Benim umutlarım var: İyi bir iş, gelir, okul, eş, ev, yaşam istiyorum, gönder gelsin” deyip de kolaya kaçamayız. Hani sık sık sosyal medyada gördüğümüz “Allah’ım konuyu biliyorsun, sen gereğini yap artık.” şakası var ya, işte o mesela, anlatmaya çalıştığım ve böyle yapmayalım dediğim; “genellemelerle durumu hafife almanın” güzel bir örneği. Bunu yapmayalım… O zaman ne yapıyoruz? Dileklerimizi, dualarımızı ve daha da doğrusu hayattan ne istediğimizi belirginleştiriyor, onlar için çalışmaya, çabalamaya başlayıp değişim için rastgele değil, odaklı ve hedefli hazırlanıyoruz.   

Hani meşhur bir deyiş vardır; “İstemek başarmanın yarısıdır!” diye. Buna dikkat çekmek istiyorum aslında. Ne istediğimizi bilmedikten, hayal kurup o hayallerin içinde kendimizi görmedikten sonra başarmanın değil bütünü, yarısı bile mümkün olamaz. Sebebi de apaçık ortada, Tolstoy zamanında ifade etmiş: “Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi akıl etmez.” Çok doğru değil mi? 

Eminim 2022’den sağlık, huzur, kariyer ve zenginlik içeren pek çok şey dilediniz. Umarım hepsi gerçekleşir. Şimdi bu yazıyı okuduktan sonra dileklerinizi gözden geçirip iyice detaylandırmanızı isteyeceğim sizden. Göreceksiniz, sadece bununla bile hedeflerinize daha fazla yaklaştığınızı hissedeceksiniz. Eğer böyle yaparsanız her yeni güne uyandığınızda düzenli planlar yapma, yaptığınız planlara uyma, ihtiyaç duyduğunuz değişimin peşine düşme motivasyonunu dışarıda aramayacak, içinizde bulacaksınız. Böylece hayallerinizin peşinde umutla yürümek doğal rutininiz haline gelecek. Çünkü onlar sizin istekleriniz, sizin hedefleriniz, sizin ümit ettikleriniz ve onları gerçekleştirecek kişi de sizsiniz… Ve iyi ki varsınız… 

Bu arada, “Peki sen kendin tüm bunları yapıyor musun?” diye sorarsanız yanıtım çok samimi bir “evet evet evet” olacak.😊

KURUMSAL BAŞARILAR İÇİN DE HEDEFLER AYNI İŞLEVE SAHİP…
Yukarıdaki akış, kurumsal hayat ve kariyer başarıları için de aynı doğrultuda ilerliyor. Kişisel yaşamımızın umut ve dilekleri, iş yaşamında hedef ve amaçlara dönüşüyor.

BSH olarak pandeminin başından beri hedeflerimizden taviz vermeden müşteri odaklı çalışma prensiplerimiz doğrultusunda tutkuyla çalıştık. 2020'de karbon nötr olmayı başardık. Şimdi de 2030'a kadar ürettiğimiz yeşil enerjiyi beş katına çıkarmak için koşuyoruz. 

Türkiye'den yönetilmekte olan ve 130 ülkeyi kapsayan BSH Gelişen Pazarlar Bölgesi olarak seneyi %12 büyüme ve 2 milyar Euro’luk bir ciroyla kapattık. Dünya genelinde neredeyse herkesin doğal afetlerle boğuştuğu, pandemiyle mücadele ettiği, her açıdan zorlu bir yıl biterken oldukça başarılı sonuçlar elde ettik. Çünkü başarmaya gönülden inandık. Başarı kriterlerimizi, hedeflerimizi yeniden belirledik ve müşterilerimizi gülümsetmek için çalışmaktan asla vazgeçmedik. Doğal olarak da sonuç “başarı ve gurur” oldu. Herkese teşekkür ederiz. 

Tüm dileklerinizin gerçekleşmesini, umutlarınızın canlı, heyecanlı bir şekilde size eşlik etmesini dilerken yeni bir yazıda, yeni başarılarda ve çok daha iyi günlerde yeniden buluşmak üzere sağlıcakla kalın…

Yüksel Emre Baran
Bayi Satış Yönetmeni