Kendimize ve yeni nesillere iyi bir gelecek sağlamak istiyorsak; onların yaşayabileceği bir dünya, gerekli sağlıklı ortam ve koşulları oluşturmalıyız…
Çocuklarımız, yeni jenerasyonlar ancak ve ancak “yaşanabilir, sürdürülebilir, temiz bir çevre” varsa gelecekte başarılı ve mutlu olabilirler. Eğer içinde yaşamak zorunda olduğumuz “çevre” sağlıklı ve temiz değilse biz insanların da diğer canlıların da geleceğinden söz etmek mümkün değil.
Peki o halde yaşamamız için bu derecede ön koşul olan “sürdürülebilir çevre - environment” dediğimiz o önemli, daha doğrusu olmazsa olmaz “çevre” nedir?
Çevre, dünya üzerinde yaşamlarını sürdüren canlıların hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortam. Ve bize geçmişten kalan bir miras değil, korunması ve gelecek nesillere de bırakılması gereken en değerli emanet. Onu mirasyedi gibi har vurup, harman savuramayız, kirletemeyiz, zarar veremeyiz, vermemeliyiz!..
Çevre kirliliği de dünya üzerinde yaşayan canlı ve cansız varlıkları olumsuz yönde etkileyen, onların üzerinden yapısal bozulmalar meydana getiren olayları kapsıyor. Tüm varlıkların etkileşim içerisinde olduğu havaya, suya ve toprağa onların niteliklerini bozan yabancı maddelerin karışmasını, kullanılamaz hale getirilmesini ifade ediyor.
Ve artık bilim insanları, World Economic Forum gibi uluslararası kuruluşlar tüm ülkeleri, toplumları, şirketleri, bireyleri etkileri giderek belirginleşen küresel ısınmanın yaratacağı iklim krizi hakkında kırmızı bayraklar kaldırarak uyarıyorlar!.. En önemli nedenlerden birinin de “çevre kirliliği” olduğunu bilimsel verilerle açıklıyorlar.
Çevresel etkilerimizi, özellikle fosil kökenli enerji kullanımından kaynaklanan karbondioksit salınımını ve atık üretimini kontrol altına alamaz, yönetemez, geri dönüşüm sistemleri ile yenilenebilir enerji kullanımını yaygınlaştıramaz isek insanlığı pek de iyi bir geleceğin beklemediğini her türlü örnek ve araştırma ile ispatlıyorlar.
Bu nedenle, son yıllarda dünyanın sürdürülebilirlik senaryolarının en başında BSH olarak bizim de bir numaralı stratejik önceliğimiz olan “Döngüsel Ekonomiye – Circular Economy’e” geçiş geliyor (Bkz. link https://bit.ly/2NzDSPG)
Kullan-At Ekonomisi, Doğrusal Ekonomi…
Döngüsel ekonomiyi açıklamadan önce şu anda ne noktadayız, ondan bahsetmek isterim.
Dünyamızda halen ham maddelerin bir ürün yapmak için kullanıldığı, ürünün kullanımından sonra oluşan atığın çöpe atıldığı, “Kullan-At Ekonomisi” diye nitelendirebileceğimiz “Doğrusal Ekonomi” modeli hâkim.
Ve bu modelin sürdürülebilmesi orta, uzun vadede mümkün değil.
Çünkü her geçen gün dünya nüfusu, üretim, tüketim ve hem üretirken, hem tüketirken ortaya çıkarak çevreyi kirleten atık miktarı katlanarak artıyor. Kaynaklarımız yüksek kullanım oranı ve kirlilik nedeniyle kullanılamaz hale getirilmelerinden ötürü hızla tükeniyor.
Atık üretiminden ve tüketimden en fazla sorumlu olan gelişmiş ülke insanları, milyarlarca kilo ağırlığındaki, çoğunlukla üçüncü dünya ülkeleri sahillerine yığılan, son derece tehlikeli elektronik ve teknolojik çöplüğü görmediği için adeta “gözden ırak olan farkındalıktan da uzak” diyebileceğimiz bir durumla, atık sorununun ciddiyetini tam olarak algılayamıyorlar.
Maalesef, hala çok sayıda elektrikli ev aleti ve aralarında bazıları bozuk bile olmayan elektronik aletler hiç düşünülmeden, daha da kötüsü “normal çöp gibi” öylesine atılıyorlar. Oysa pilli veya kablosu olan bir alet ya da örneğin elektrikli bir diş fırçası asla çöpe atılmamalı. Çünkü bu tür aletler diğer tüm atıklarla beraber çöpe atıldığında geri dönüştürülemez hale geliyorlar. Toksik etkiler yayıyor, ancak ve ancak zararlı gaz salınımını artıracak şekilde yakılarak yok edilebiliyorlar. O yüzden elektronik aletlerin hiçbir şekilde normal çöpe atılmaması gerekiyor.
Uzun lafın kısası, bu tehlikeli duruma son vermek ve gezegenimizi çevre kirliliğinden arındırarak sürdürülebilir bir geleceğe ilerlemek için insanlığın “Döngüsel Ekonomiye” geçiş yapması şart.
Döngüsel ekonomi;
Geri dönüşümün çok ötesinde, büyük ve bütüncül bir sistemi; adı üstünde “döngüyü” ifade ediyor. Öyle kolay hatta hiç kolay bir şey değil. Mevcut üretim-tüketim-geri dönüşüm-yeniden üretim, kullanım vb. düzeneklerinin yüksek mühendislik ve teknoloji uygulamalarıyla, icatlarıyla değişmesi, dönüşmesi gerekiyor.
En yalın anlatım ile Döngüsel Ekonomi – Circular Economy’de prensip; her atığın başka bir üretimin girdisi olması. Ürünlerin tasarımlarının malzemelerin yeniden kullanılabileceği şekilde yapılması, sistemin geri dönüşüme dahi gerek bırakmayacak şekilde uçtan uca kurgulanması.
Örneğin, atık camın yeni cam yapmak için, atık kağıdın yeni kağıt yapmak için kullanılması, elektrikli cihazların bozulduklarında atılmak üzere değil de onarımı daha kolay yapılacak biçimde tasarlanmaları gerekiyor.
Döngüsel ekonomide temel prensip, ürün ve ham maddelerin tekrar tekrar kullanılması, geri dönüşemeyecek olanların da başka bir üretimin girdisi haline getirilmesi oluyor.
Elektronik ve ev aletleri söz konusu olduğunda ise…
İlk akla gelen ve son derece olumlu bulduğumuz atık önleme ve yönetme çözümü; kuşkusuz bunlar sosyal girişimler aracılığı ile kontrolden geçirilmeleri ve yeniden satılabilir, halkın faydasına sunulabilir hale getirilmeleri.
Son yıllarda bu doğrultuda hem kamuda hem de özel sektörde “sıfır atık” projelerinin, atıklarla ilgili sosyal oluşumların vb. artarak gelişmesi sevindirici.
İşte bunlardan biri de BSH’nin Hollanda'da geri dönüşüm şirketlerinin resmi birliği olan BKN (Branchevereniging Kringloopbedrijven Nederland) aracılığı ile ülkede bu alandaki tek sivil toplum kuruluşu olan De Kringloper'le yaptığı işbirliği.
CENELEC (Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi) standartlarına göre elektronik cihazlarla çalışma sertifikasına ve WEEELABEX (Atık Elektrikli ve Elektronik Aletler Mükemmellik Etiketi) belgesine sahip olan BKN, elektronik eşyaları ve elektrikli ev aletlerini toplayabiliyor, tamir edebiliyor ve yenileyebiliyor.
De Kringloper yetkilileri böyle bir projede BSH ile iş birliğini tercih etmelerinin nedenlerini şöyle açıklıyorlar;
“BSH ile çalışmanın çeşitli avantajları var çünkü BSH ürünlerinin kalitesi elimize geçen sıradan elektrikli aletlerinkine göre daha yüksek. Bu makineleri ilk alan tüketicilerin attığı makineler genellikle daha iyi durumda oluyorlar. O yüzden de tamir ve kontrol işlemi çok daha kolay yapılabiliyor, tamir oranları da daha yüksek oluyor. Bu sayede, bu dayanıklı ev aletlerini ihtiyacı olan düşük gelirli halka çok daha uygun fiyatlarla üstelik bir yıllık garantiyle ulaştırabiliyoruz.”
Yıllardır severek çalıştığım şirketim BSH’nin böyle güzel, gelecekçi ve duyarlı projeler geliştirmesi, uygulaması müthiş güven veriyor. İşlerime, hayata daha büyük motivasyonla sarılmama neden oluyor. Çocuklarımızın geleceği için iyi bir şeyler yapmanın huzurunu duyuyorum.
Biliyorum, bu sizleri de mutlu edecek bir gelişme o yüzden paylaşmak ve eskidiğini, çöp olduğunu düşündüğümüz eşyalarımızı, malzemeleri çöpe atarken ne kadar özenli olmamız gerektiğine dikkat çekmek istedim.
Ev hallerimizden özet… Ve sonunda kara kavuştuk😊
Bu sefer bir değişiklik yaparak, aile ve çocuklarla ilgili özetimi sona bıraktım. Çünkü evde, normal hayatta öyle en başa konacak kadar enteresan bir şey yok. Pandemi ve önlemler, sokağa çıkma yasakları, evden çalışma, okulun online devamı gibi durumlar hala devam ediyor. Çoluk çocuk, sevgili kedi-köpek dostlarımız, hepimiz bunlara sıkı sıkıya uyarak bir an önce bitmesi için üstümüze düşen sorumluluğun gereğini yapmaya çalışıyoruz.
Tabii ki bizim de insan insana temasa, şöyle korkmadan bir restorana, sağa sola, arkadaşlara gitmeye, maskesiz gezmeye özlemimiz büyük. “Bir zamanlar yapmaya üşendiğimiz ya da sıkıcı, zor gelen eylemlerimiz ne kadar değerliymiş meğer” söylemlerimiz yoğun ancak bu dönemi hep beraber sabırla, moralleri yüksek tutarak kurallara uyarak ve çalışarak atlatmamız gerekiyor.
Tüm bu süreçte, her şeye rağmen insanın adaptasyon kabiliyetini gözlemlemek çok heyecan verici. Yakınsak da, söylensek de bir yıl önce ikna olmayacağımız koşullarda yaşamaya çoktan uyum sağladık. Çocuklar da biz büyükler de bu yeni gerçeklerimize göre alışkanlık ve tercihlerimizi adapte etmeyi başardık.
Bu arada, şu ana kadar yaşadıklarımız arasında 2021’in en güzel hadiselerinden biri, bu yazıyı hazırlarken, çok uzun süredir beklediğimiz gibi güzel ve dolu dolu gelen bir kar yağışı oldu. Hem kuraklık korkusu hem de karın tazeleyici, tertemiz enerjisine özlemimiz nedeniyle çok beklemiştik… Sonunda geldi ve biz de kendimizi karların üzerine attık, tadını çıkardık. Umarım sizler de yapabilmişsinizdir.
Yeni ve inşallah keyifli, verimli haberlerle dolu yazılarda buluşmak üzere sağlıkla kalın. Çöplerinizi atarken lütfen ayrıştırmanın ve yeniden dönüşümün gereklerini mümkün olduğunca yerine getirin…
Sevgilerimle…
Burçin Girit
BSH Gelişen Pazarlar Bölgesi / Türkiye, Orta Doğu, BDT, Hindistan, ASEAN Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nden Sorumlu Kurumsal İletişim Direktörü