İnsan hani zaman zaman kendini dinler ya... İşte öyle bir günde düşünceler kafamda hızlı hızlı dolanır, daldan dala atlarken kendimi “beni BSH’ye, işime, çalışma ortamına en çok bağlayan şey ne?” diye sorarken yakaladım. Niye buradaydım, neden burayı tercih etmiştim?..

Çok beklemeden, iç sesimden yanıt hemen geldi. Şöyle diyordu; “Mine hatırlıyor musun seni bu şirkete bağlayan ve daima en mutlu eden şey; her ortamda, yazılı, sözlü iletişim ve davranışlarla ifade bulan “çalışanlarımız en değerli varlıklarımızdır” ifadesi ile karşılıklı saygı, güven veren işbirliği. Açık iletişim, değerlerle örülmüş “sen, özelsin ve değerlisin” yaklaşımı…”

Evet kesinlikle doğruydu. Beni çalıştığım yerde, yani BSH’de en çok mutlu eden şeyler bunlardı… Eminim pek çok arkadaşım için de durum benzerdi. Öyle olmasa binlerce insandan oluşan bu devasa organizma nasıl böylesine büyüyebilir, başarılı olabilirdik ki?... Üstelik bunca yıl, bunca farklı ülkede ve kültürde…

Bunları düşünmek bile kendi kendime, huzurla gülümsememe yetmişti. Koltuğuma rahatlamış insanların yaptığı biçimde, kollarımı yukarı doğru açıp, derin nefes alarak yaslandım, biraz da kaykıldım. İçim mis kokulu bir bahar esintisinin ferahlığı ile dolmuştu. Sonra beynimin içinde tatlı tatlı süzülerek sörfe devam ettim. Bu sefer de farklı ülkelerin, kendi ülkemin beni mutlu eden taraflarını düşünmeye başladım…

Ve fark ettim ki her yerde, farklı ülkelerde, ortamlarda da aradığım ve bulunca mutlu olduğum şey; o ülkenin insanlarını yansıtan toplumun özünü, kültürel ve tarihi değerlerini, geleneklerini hissedebilmek… Her ülke, bölge, şehir, toplum çok özel ve değerli. Her birinin kendine has kokusu, dokusu, alışkanlıkları, örf ve adetleri, mutfağı, kılık-kıyafeti, buram buram geçmiş, yaşanmışlık kokan mekanları var…İşte bunları hissetmekten çok keyif aldığımı fark ettim…

Örneğin Japonya… Sanırım bu açıdan yapılan değerlendirmelerde Japonya “kendine has olmak adına” pek çok kişi için ilk sıralarda yer alıyordur. Japonlar, 5000 yıllık tarihlerini yaşatmalarının yanı sıra, kendilerini diğer dünya ülkelerine tanıtmak konusunda da iyiler. Sergiler, kültürel etkinlikler düzenleyerek sıkı sıkıya korudukları geleneklerini tüm dünyaya da anlatıyor ve körü körüne batı medeniyetlerinin kopyası olmayı, tüm dünyanın kabul ettiği Japon nezaketi ve sessiz kararlılığı ile reddediyorlar.