Uzun süredir blog yazmak istiyordum. Ancak “ne yazacağım?” kararsızlığı ve 2 yaramaz oğlanla (pardon eşim ile beraber 3 ediyor) “bloğu nasıl sürdürülebilir kılarım?” kaygısı ile erteliyordum.  Derken… şans kapımı çaldı! Türkiye organizasyonunun Kurumsal İletişim Müdürü olduğum BSH Grup, sosyal medyaya projesinde BSH Türkiye’yi Pilot Uygulama Merkezi, beni de Proje Lideri olarak atadı. Proje kapsamında BSH Türkiye Kurumsal Blog’u açıldı ve ben 5 blogger’dan biri olmak durumunda kaldım. Böylece bloggerlık serüvenime görev icabı hızlı bir başlangıç yaptım. Şu anda okumakta olduğunuz yazı dijital dünyaya bir blogger olarak katılışımı tescilleyen ilk eser! Hayırlara vesile olmasını dilerim☺

Önce kendimi tanıtayım; 14 yaşında Üsküdar Amerikan Lisesi’nde Sosyal İlişkiler Kulübü Ortaokul Başkanı olduğumdan beri iletişimci olacağımı biliyordum. Üniversitede (Boğaziçi) psikoloji okudum. Ardından iletişim masterı yaptım. 16 yıldır da ağırlıklı olarak IT ve Telekom şirketlerinde, iletişim alanında görevler üstlenmekteyim.

Peki bu blogda neler yazacağım?

Aslında benim en çok ilgimi çeken konu kurumsal iletişimin özellikle dijital devrim ve sosyal medyadan sonra geçirdiği değişiklikler ve bunun geleceğe yansıyacak etkileri… Yani biraz fütürizmden de bahsedeceğim. Bununla beraber online kurumsal marka iletişimi ve itibar yönetiminin geçirdiği, geçireceği evreleri de irdelemek istiyorum.

Çok kısaca özetlemek gerekirse kurumsal itibar kişilerin bir şirket hakkında bildiği her şeyin özetidir. Yani, bir şirketin markası, bağlı programları, şirket yönetiminin konuşmalarının içeriği ve tonu gibi konuların hepsidir. Kurumsal itibar bir şirket adını duyduğunuzda nasıl hissettiğinizdir. Yeni dünya düzeninde ise kurumun/markanın itibarı; o başkaları tarafından Blog, Facebook, Linkedin, Twitter vb. sosyal, dijital platformlarda tartışılırken, onun kendi hakkında söylediği şeyler değil hayranlarının ve karşıtlarının bu online konuşmalarda birbirlerine veya diğerlerine kurum ve markaları hakkında söyledikleridir.

Bu yüzden yeni Dünya düzeninde kurumların marka iletişimlerini, itibar yönetimlerini bulutta, dijitler arasında serbest akışa bırakmaları mümkün değildir. Artık kurumların vizyonlarını, bakış açılarını, yaptıklarını, varoluş amaçlarını tüm online kanallarda şeffaf ve anlık paylaşımlarla yansıtmaları gerekiyor. Kurumların, markaların bildirimler yapması değil, konuşmalara aktif olarak katılması, dinlemesi, hemen yanıt vermesi bekleniyor.

Yeni Dünya düzeni ve kuralları kurumsal itibar yönetiminde birçok değişikliğe sebep olurken, yeni kanallar kurumların “insani” taraflarını, duygu tonlarını, değerlerini, barındırdığı sayısız zenginliği, öyküyü de ortaya çıkarıyor.

Online iletişim, sosyal medya, dijital kanallar; kurumların, markaların sıcak yüzünü, dışarıdan algılanması kolay olmayan renklerini paylaşıma açıyor…

Başlarken söylediğim gibi çok heyecanlıyım, çünkü dijital devrim önceki dönemlerle kıyaslanamayacak ölçekte, biçimde ve hızda gelişmeye devam ediyor ve geleceği şekillendiriyor. Artık kesinlikle eminiz ki gelecek tüm yaşamsal ve iş boyutlarında “dijital ve mobil” uygulamalarla dönüşecek. Ve yıllardır içinde bulunduğum kurumsal marka iletişimi ve itibar yönetimi de bu değişikliği yapılandıran en önemli görev alanlarından biri olacak.

Göreve hazırım! İlk blog yazımı sizlerle paylaşmanın mutluluğu ile coşku doluyum…Bir sonraki yazımda dijital dünyanın yeni kurallarından bahsedeceğim.

Hoşça ve online kalın…

PS: Lütfen soru, yorum, katkı yapın, varsa yazılarınız paylaşın (konuk blogger ağırlayabilirim). Beni buralarda yalnız bırakmayın☺ Mesajlarınızı bekliyorum!

burcin.girit@bshg.com
Burçin Girit
BSH Gelişen Pazarlar Bölgesi / Türkiye, Orta Doğu, Afrika, BDT, Hindistan ve ASEAN Ortadoğu Bölgesi’nden Sorumlu Kurumsal İletişim Direktörü