Sevgili Gençler,

Eğitiminizi tamamlamanızla birlikte büyük sorumlulukların ve yeni heyecanların sizleri beklediği iş dünyasına adım atıyorsunuz. Hayatınızın önemli dönüm noktalarından birini oluşturan bu süreçte çalışma hayatınıza hangi firmada başlayacağınız, kariyerinize nasıl bir yön vereceğiniz büyük önem taşıyor.

Fakat zamanla, mezun olduğunuz okul gibi, iş hayatına atılırken size tüm kapıları açabileceğini düşündüğünüz unsurların etkisini yitirdiğini, fark yaratmanızı sağlayacak yegane unsurun kişisel çabanız ve azminiz olduğunu görüyorsunuz.

Neler yapmalısınız?
İlk etapta maddi kaygılarİlk etapta maddi kaygılarınızı ikinci plana atarak, kendinizi geliştirmenize olanak sağlayacak bir iş yeri seçmeniz doğru olacaktır. Kişiliğinize uygun bir sektörde, yeteneklerinizi en iyi şekilde ortaya koyabileceğiniz bir ortamda çalışmanın özgüveninizi güçlendirdiği gibi, işten keyif almanızı da sağladığını göreceksiniz. Verimliliğinizi besleyen bir ortam bulduğunuzda bu ortamı zenginleştirmek adına elinizden geleni yapmanız gerekir çünkü sizi sürüden ayıran ürettiklerinizdir.

İnovasyon ve Sürdürülebilirlik pusulanız olsun!..

Bu noktada inovatif düşüncenin ve artık her işin temeline yerleştirilen sürdürülebilirlik vizyonunun önemine de vurgu yapmak gerektiğine inanıyorum.

Şunu unutmayın ki; ne kadar iyi eğitimli ve çalışkan olursanız olun, inovasyon ve sürdürülebilirlik gibi günümüzde iş dünyasının vazgeçilmezi haline gelmiş kavramları size ve iş ortaklarınıza fayda sağlayacak şekilde iş yapış süreçlerinize entegre etmeyi başaramadığınız takdirde, faaliyet gösterdiğiniz sektörde fark yaratmanız mümkün olmayacaktır.

Milyonlarca mezunun kariyer fırsatlarını kovaladığı, eğitim düzeyinin yükseldiği ve rekabetin her geçen gün kızıştığı iş dünyasında fark yarattığınız müddetçe var olabileceğimizi asla aklınızdan çıkarmayın.

Fark yaratmak dediğimiz nedir? Nasıl fark yaratılır?Fark yaratmak, en basit hFark yaratmak, en basit haliyle “standart, sıradan, bilindik” olan geleneksel düşünce yapısına meydan okumaktır.

Bu sorunun cevabının iş tanımınızın biraz dışına çıkmakta gizli olduğunu söyleyebilirim. Sadece kendisine verilen görevi yerine getirmekle yetinmeyip sürekli araştıran, okuyan, gelenekselin dışına çıkmaktan, risk almaktan korkmayan, seyahat eden, işine herhangi bir yönden etki edebilecek her alana aynı merak ve heyecanla yaklaşan gençlerin fark yaratmayı başardığını ve kariyer basamaklarını hızla tırmandığını memnuniyetle gözlemliyoruz.

Öyle ki, yılların tecrübesine sahip biz yöneticiler bile günümüzün algıları açık, hızlı öğrenen, teknolojiyle yakından ilgili, yaratıcı ve yüksek mizah anlayışına sahip gençlerinden, yani sizlerden çok şey öğreniyoruz…

En önemli öğrenme kaynağı; başkalarının deneyimleri...

Öğrenmenin yaşı olmadığını, her an değişen bir dünyada bizlerin de ancak değişime kucak açarak ve öğrenme isteğimizi koruyarak var olabileceğimizi erkenden öğrenenler, yarışı daima önde götürüyor.

Yine bu çıkarımdan hareketle, gerek aile ve arkadaşlarınız arasında, gerekse iş çevrenizde fikirlerine güvendiğiniz tecrübe sahibi insanların olumlu-olumsuz görüşlerine ve tavsiyelerine kulak vermenizi öneririm.

Tecrübeli veya yaşça büyük kişilerin her şeyin doğrusunu bildiği yanılgısına düşmeden, söz konusu kişilerin hayatlarında birçok iniş-çıkış yaşayarak bulundukları noktaya vardıklarını, bu nedenle deneyimlerinin kıymetli olduğunu göz önüne alın.

Farklı seslere kulak verin...
Kariyerinizle veya hayatınızla ilgili büyük kararlar vermek zordur ve son söz her zaman size aittir. Fakat bu tür kararları alırken farklı seslere kulak vermek bakış açınızı zenginleştirip olaylara uzaktan bakabilmenizi kolaylaştırarak yolunuzu aydınlatır.

Öte yandan, sadece büyük kararların arifesinde değil, iş hayatında herhangi bir sorunla karşılaştığınızda da belirli bir sistematik içinde hareket etmeniz, yine önünüzü daha rahat görmenizi sağlayacaktır.

- Problemin kaynağı nedir?
- Bu problemi çözerek elde etmeyi hedeflediğim şey nedir?

gibi sorular üzerinden problemlerinizi derinlikli bir şekilde analiz etmeyi ve iş arkadaşlarınızla veya gerektiğinde yöneticilerinizle paylaşmayı öğrenirseniz, hızlı bir şekilde sorunların üstesinden gelebilirsiniz.

Her ne kadar kariyer planlaması denildiğinde bu tür tavsiyelerle genele hitap etsek de, bunun detaylara inildiğinde kişiden kişiye farklılık gösteren uzun soluklu bir yolculuk olduğunu hatırlamakta fayda var.

İş hayatında başarılı olmayı garantileyen ve herkes için %100 geçerli olan bir reçete maalesef yok. Öte yandan severek, tutku ve heyecanla yapacağınıza inandığınız bir iş alanında çalışmaya başladıktan ve işinizin gerektirdiği motivasyona sahip olduktan sonra başarılı olmamanız için de hiçbir sebep yok.

Hepinize iş hayatı, aile hayatı ve sosyal hayat arasındaki dengeyi doğru bir şekilde kuracağınız; huzurlu bir yaşam ve başarılı bir kariyer yolculuğu diliyorum…

Norbert Klein
 BSH Türkiye CEO