Bu modelde Türkler, genel olarak birçok şeyi aynı anda yapmaya meyilli, çoklu-aktif grupta yer alıyor.
Modeli doğrularcasına, kendimi bildim bileli birden fazla kitabı birlikte okuma eğiliminde olmuşumdur. Sürükleyici bir romanı okuduğum zamanlarda bile mutlaka yedeğinde başka birkaç kitap bulundurmuşumdur. Bu aralar ise şunları okuyorum: Homo Deus (Harari), Geleceğin Fiziği (Kaku) ve Whiplash (Howe ve Ito).
Özellikle Homo Deus’un yazarı, Davos’taki konuşmasıyla uzun zamandır gündemde. Kitapları çok satanlar raflarına sığmayıp bazalara taşıyor. İnsan türünün geleceği üzerine kafa yorduğu kitabını, onlarca cümlenin altını çizerek ve geri dönüşler yaparak nihayet bitirebildim. Oldukça da etkilendim. Sizlere de izlemenizi öneririm, yukarıya linklerini ekledim. Ayrıca aşağıdaki fotoğrafa tıkayarak da izleyebilirsiniz.

Bir tarihçi olan Harari toplumsal öngörülerin Kaku’nun yaptıkları kadar kolay kestirilemeyeceğini söyleyip, aynı teknolojik gelişmelerin, geçmişte endüstri devriminde olduğu gibi, nasıl farklı toplumlar yarattığını örnekleriyle anlatıyor. Bu bakış açısıyla yeni nesilleri, kendilerini nelerin beklediğinden tamamen habersiz oldukları değil de birçok gelişmeye zaten hazır oldukları bir geleceğe hazırlama görevi bizlere düşüyor.
Geleceği Kodlayanlar…

Harari’nin önemli tespitlerinden bir diğeri ise verinin hammadde ve enerjiden sonraki en kıymetli faktör olacağı.
Son Facebook skadalı da gösterdi ki yalnızca sistemlere güvenmekle kalmayıp kişisel verilerimizi korumak için yeterli bilinçte olmamız ve gerekli hassasiyeti göstermemiz gerekli. Geleceğimizi emanet edeceğimiz yeni nesillere, ihtiyaç duyacakları yetkinliklerin yanında yeni tehditlerden nasıl korunacaklarını da öğretmeliyiz.
Kısacası geleceğe hazırlık için yapacaklarımızın listesi epeyce uzun, ev ödevlerimiz oldukça fazla. Hepimize kolay gelsin diyor, yeni yazımda buluşmak üzere esenlikler diliyorum.
Yakup Allak
Network ve Tümleşik İletişim Uzmanı