Bu söylemi bilen var mı diye soracağım ama Türkiye’de futbol izleyicisi olup da bu söylemi bilmeyen yoktur herhalde.
Bilmeyenler için; 6 Kasım 2002 tarihindeki Fenerbahçe-Galatasaray maçını 6-0 kaybeden (aslında hezimete uğrayan) Galatasaraylılar türetmişti bu söylemi bildiğim kadarı ile…
Olayı futboldan soyutlarsak ve odağımızı söylemin kendisine indirgersek hakikaten “Kasım’lar sizin olsun, Mayıs’lar bizim”. Geçtiğimiz kışın kasvetli, yağışlı ve soğuk havalarından sonra bugünlerdeki havalar ne kadar da iyi geldi hepimize…
Sıcak bir bahar geçiriyoruz, önümüz Mayıs ayı, sonrası ise yaz!
Artık zaman zor geçen kışı geride bırakıp, negatif enerjiyi pozitif enerjiye dönüştürme zamanıdır.
Peki nedir bu enerji olayı?

Fizik araştırmaları ispatlamıştır ki enerji evrende tektir. Her varlık enerjiden oluşmaktadır. Onu pozitif veya negatif yapan aslında bizizdir, yani beynimizdir.
Hepimizin bir aurası vardır, o aura içsel ve dışsal etkenlerle pozitif veya negatif olarak etkilenir. Dolayısı ile negatif enerjiyi içimizde üretmek veya negatif enerjinin yakınında bulunmak bizim auramızın kalkanlarının incelmesine sebep olacaktır. İnce aura ise zayıf savunma mekanizması anlamına gelir ve bu bizi dışarıdan gelecek her türlü negatifliğe karşı daha savunmasız yapar.
Etrafımızda o kadar çok negatiflik var ki bir de kış mevsiminde bunun üzerine soğuk, karanlık ve depresif hava da eklenince sanırım benim gibi herkesin aurası zayıflıyor. Dolayısı ile baharın gelişi, havaların düzelmesi sanıyorum tüm dünya canlılarının üzerinde pozitiflik yaratıyor, auramızı güçlendiriyor. Bu da bizim daha iyi hissetmemizi sağlıyor, aslında kısacası bizi mutlu ediyor. Bu anlattıklarımın hepsi mutluluğun soyut tarifi…
Mutluluğun tabii somut matematiksel formülleri de var;

Hatta karikatürize edilmiş mutluluk formülleri de var:

zenpencils.com’dan alınan karikatürün mutluluk için uyarlanmışı ne kadar anlamlı değil mi?
Mutluluğun bir de marka tarifi var: GAGGENAU

2000 li yıllarla birlikte teknoloji baş döndürücü bir ivme kazandı.
Tabletler, akıllı telefonlar, online alışveriş derken insanlar evden çıkmadan aşağı yukarı her türlü ihtiyaçlarını gidermeye başladı. Bu trend bir anlamda evde geçirilen kaliteli vaktin çoğalmasına sebep oldu.
Bizim sektörümüzden ise olaya baktığımızda ev içerisinde özellikle mutfakta geçirilen vaktin arttığını ve insanların yemek pişirme olgusunu zevkli, haz duyulan bir eylem ve hobby olarak gördüklerine şahit oluyoruz. Hatta yemek pişirmenin bir sanat ve aynı zamanda iyi bir terapi olduğunu iddia etmek pekala mümkün.
Aslına bakarsanız mutfak evdeki en pozitif yerlerden biridir. Mutfakta aş pişer, hep bir üretim vardır, insan emeği vardır – ve en önemlisi burada karnımızı doyururuz. Beslenmek te zaten en temel ihtiyaçlardan biridir.
Gaggenau markası da kendisini mutfağa dolayısı ile insanların mutluluğuna adamış 333 yıllık bir markadır.
Gaggenau bu vizyonu ile çağdaş mutfak evrimi alanında fonksiyonel estetiğe sahip ankastre mutfak cihazları alanında ilk ve öncü markadır. Markanın amacı verdiği sözleri tutmanın yanı sıra mutfaklardaki pozitif enerji seviyesini en yüksek seviyede tutarak insanların mutluluk formülüne katkıda bulunmaktır. Bunu da sadece pişirme performansı sayesinde değil aynı zamanda otantik tasarımı, gerçek güzelliği ve yüksek hassasiyetli el sanatlarını ustalığnı modern inovasyon ile birleştirerek gerçekleştiriyor.
Bulunduğunuz mekan ister mutfak olsun ister herhangi bir yer sanırım hayatta aslında mutlu olmanın formülü şu:
Mutluluk = Pozitif – Negatif
Negatif her yerde negatif, biz hayatımızdaki pozitifleri artıralım!
Pozitif bir bahar, mutlu bir yaz diliyorum :)
Alper ŞENGÜL