Bugün ise çalışma hayatımda 20 yılı üstelik de aynı şirkette tamamlamış olmanın şaşkınlığını ve anlatılmaz mutluluğunu yaşıyorum…
Çünkü başladığımda “aynı yerde 20 yıl nasıl çalışılır ki?” diye merak eder, üstlerimi sorularımla bunaltır hatta aynı yerde uzun süre çalışanları zavallılar olarak görüp, küçümserdim!.. Sadece o da değil. Aynı insanla 20 yıl evli kalmayı da neredeyse olanaksız olarak düşünürdüm… O zamanki aklımla ikisinin de eşdeğer zorlukta ve imkânsızlıkta olduğuna inanırdım…
Ve bugün BSH’de 20 yılımı gururla tamamlamış durumdayım. Haa bu arada 18 yıllık da evliyim, herhangi bir sıkıntı yok çok şükür :) Demek ki neymiş? Büyük lokma yenilecekmiş, ama büyük konuşulmayacakmış…
Sevgili iş hayatına yeni başlayan arkadaşlarım, siz siz olun, bu konuda benim gibi büyük konuşmayın olur mu? Şimdi aklınızdaki soruyu cevaplamaya çalışayım…
Bir iş yerinde 20 yıl nasıl sıkılmadan çalışılır?
Bu konuyu düşünürken şöyle bir internet aleminde bu konuda neler yazıyor diye bakmak istedim. Ekşi sözlükte aynen şöyle yazıyordu: “Devlet memurları dışında, büyük holdinglerin çalışanları arasından çıkabiliyor bu tip insanlar. Gerçi artık çok zor ama. Eskiden varmış. Adam mezun olup girmiş şirkete ve oradan emekli olmuş. Yazarken bile içim daraldı.” Tanıdık geldi değil mi? Tarif edilen aynen ben oluyorum, tek farkla; henüz emekli değilim. Emekli olmak için en azından bir 6 yılım daha var çok şükür! Ve çok iyi biliyorum ki eskiden “nasıl geçer?” diye düşündüğüm koca 20 yılın hiçbir dakikasında sıkılmadığım… Ve bence işin sırrı da burada… Sıkılmamış olmam…
Neden sıkılmadım?Çünkü sıkılacak fırsatım olmadı ve bir de ben bir yengeç burcu kadınıyım…
Çalışma hayatımın özellikle ilk yılları zaten o kadar yoğundu ki sıkılmaya zaman ve hal kalmıyordu.
İlk iki yıl işi kavrama, yanı sıra özel hayatta nişan, düğün hazırlıkları, sonraki bir yıl yeni evlilik heyecanları, daha sonraki yıl hamilelik, ondan sonra lohusalık, ardından çocuk iki yaşını yani “terrible two” dönemini geçsin, aman anaokuluna başlasın, hele bir ilkokul da aradan çıksın, TEOG’u da bir atlatalım vb. derken zaten yolun yarısını fark etmeden katletmiştim…
Ve tüm bunlar olurken iflah olmaz bir yengeç burcu mensubu olarak işime, arkadaşlarıma, şirketime de öyle bir bağlandım ki ayırabilene aşk olsun!
Yengeç burcu kadınları için genel özet;
• Sevdikleri bir işte uzun yıllar çalışmak isterler.
• Birlikte çalıştığı insanları ailesi olarak görür ve bu şekilde çalışmayı tercih ederler.
• Her sabah işe severek gidip çalışmaktan zevk alır ve bir süre sonra kendilerini o rutin düzende emniyette hissederler. Güvenlikte olduklarına mutlaka inanmaları gerekir.
Yukarıda saydığım yaşama dair aşamalar, hareketlilik ve aynı yerde uzun süre çalışmak tabii ki tek bir koşulda mümkün olabilirdi ve öyle de oldu. Aslında her şeyi mümkün kılan sevgili şirketim BSH’nin sağladığı huzurlu çalışma ortamı, insana verdiği değer idi. BSH hem profesyonel ve disiplinli hem de yukarıda saydığım ve ne yazık ki başka şirketlerdeki çoğu kadının, insanın işe devam edememesine ya da huzurlu çalışamamasına neden olan tüm özel hayat süreçlerinde bana ve tüm çalışanlarına yansıttığı sevecen politikalarla daima farklı bir yerde durdu.
Evet, yapı olarak ben sevdiğim şeye tutku derecesinde bağlanırım, onunla ilgili her şeyi abartısız aşkla yaparım. İş arkadaşlarımı aile bireyleri görürüm, en sıkı dostlarım da onlar arasındandır ve “aaa iş arkadaşıyla öyle her şey paylaşılmaz!” diyenlere şaşarım. İnsan ailesini terk edemeyeceği için ben de onları terk edemem.
Yalnız bu kopamamaktaki kilit faktör “sevgidir”. Ancak ve ancak seversem bunları yapabilirim. Ve ben BSH’yi gerçekten çok sevdim. BSH çalışmaya değer, ömrünü vakfetmeye değer şeyler yapmasaydı, eğer çok sevmeseydim, tüm yengeç burcu özelliklerime rağmen sonuç bu kadar uzun ve mutlu bir beraberlik olmazdı diye düşünüyorum.Tabii ki zor zamanlarımız oldu. Olmaz mı? Acı, tatlı koskoca 20 yıldan bahsediyoruz…
Fakat hiç bir zaman yerimde saymadım. Hep bir takım kapıları, alanları zorladım Şirketim de bana yepyeni alanlar açtı. Görevlerim sürekli değişti.
İşe ürün eğitimcisi olarak başladım. Herhalde başladığımda Türkiye’nin ilk ürün eğitimcilerindendim. Olmayan bir işi yarattım. Ve başta de dediğim gibi ne yaptıysam her zaman severek ve en iyisi için yaptım. Ama BSH’de bana ve bu şekilde yaklaşanlara her zaman eşit olanaklar sağladı.
Ben de o olanaklardan korkmadım. Taşın altına el konulması gerektiğinde çekimser kalmadım. Her işi yaptım. Yüksünmedim, işime, başarmaya odaklandım. Kısa sürede ürün müdürü oldum, çünkü eğitimdeki geri bildirimler ürünleri en kısa zamanda en iyi şekilde anlamama neden oldu. Bir avuç arkadaşımla Siemens markasının dağıtım şirketini kurduk. Gocunmadan ve asla “bu benim iş tanımımda yok” demeden ilerledim.
Bir şirket nasıl kurulur, marka nasıl sıfırdan var edilir hepsini mutfağında öğrendim. Siemens Pazarlama Müdürlüğü iş hayatımın en keyifli dönemlerinden biridir. Hala o dönemin ve birlikte çalıştığım iş arkadaşlarımın yeri bende ayrıdır.
Sonrasında yeni bir bebek kucağıma verildi: Profilo. 5 yıl içinde çok güzel bir noktaya getirerek, kendi ayakları üzerinde durabilen Profilo’yu gözüm arkada kalmayacak şekilde arkadaşlarıma bıraktım. Yaşattığı deneyim benzersizdir. Özellikle başarımın tesadüfi olmadığını göstermesi açısından benim için çok değerlidir.
Son iki yıldır ise Bosch’tayım… Türkiye’nin merkezi olduğu bölgede Bosch markasını daha iyi yerlere taşımak için keyifle uğraşıyorum. Güçlü bir markanın, güçlü bir neferi olmanın hazzını yaşıyorum. Bölgede globalle lokal ekipler arasında köprü oluşturuyorum, bilgi taşıyorum, deneyim paylaşıyorum ve sinerji yaratıyorum.
Hala öğrenecek ve öğretecek çok şeyim var. Halen ilk günkü kadar heyecanlıyım…
Hiç öyle 20 yıl geçmiş gibi falan hissetmiyorum :) Enerji, istek doluyum. Yenilikleri, yeni görevleri, sorumlulukları kucaklamaya daima hazırım.
Bugün geldiğim noktada gurur duyduğum tablo ve kazanımlarım; konuyla ilgili yaptığım Facebook ve Instagram paylaşımına gelen, gözümü yaşartan, göğsümü kabartan yorumlarla kişisel tarihime de çok özel bir yere sahip oldu.
Benim ben olmamda katkısı, desteği, emeği olan herkese teşekkür ederim. BSH çatısı altında sizlerle beraber olmak ve beraber çalışmak son derece keyifli. Herhangi birinizi elimde olmayan sebeplerle ya da bilmeden kırdıysam, üzdüysem affola.
Burada olmaktan, sizlerle birlikte çalışmaktan tek bir gün bile pişmanlık duymadım değerli BSH camiasının gelmiş geçmiş tüm kıymetleri üyeleri, inşallah bu duygularımı kaybetmeden ayrılırım bir gün buralardan.
En kısa zamanda tekrar buluşmak dileğimle,
Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu
Head of Regional Brand Management Bosch