Senelerdir elimizden geldiğince yazları Ege’de olmaya çalışırız. O yüzden “Kalbim Ege’de kaldı.” diyemeyeceğim zira zaten her fırsatta ruhen ve bedenen orada olmaya çalışıyorum. 

Ege sevdam, çocukluğumun en güzel anılarının mimarı olan Akçay’la başlayıp Assos’la pekişmişti. Yaklaşık 20 yıl boyunca ailecek yazlarımızı Assos, Behramkale’ye yakın bir yerdeki sayfiye evimizde geçirmiştik. Ve tabii ki Bozcaada... O güzelim, eşsiz, biricik adamız… Her “hadi gidelim” dediğimizde kendimizi orada bulduğumuz, âşık olduğumuz güzel adamız. Ailecek Bozcaada’ya öyle tutkunuz ki özlemine dayanamayacak hale geldiğimizde hemen toparlanır, 45 dakikada Geyikli’ye varır, kendimizi iskelede feribotu beklerken ve her defasında sanki ilk kez içiyor gibi yudumladığımız Türk kahvesi eşliğinde telaşlı, tatlı bir sohbetin ortasında buluruz. O bekleyişin, o kahvenin, o sırada yapılan sohbetlerin tadını, adaya gidiyor olmanın, nihayet gelen feribota adım atmanın sevincini size kelimelerle anlatmam mümkün değil. Çünkü bunlar tam da “anlatılmaz yaşanır” denilen cinsten tekil zamanlar, yaşandığı andaki değerine paha biçilemeyen anılar…

Yine böyle ada özlemimizin depreştiği bir gün, eşimle “hadi adaya gidelim” dediğimiz gibi atladık arabaya, vardık Geyikli’ye. 

Keyifle Türk kahvelerimizi sipariş edip her zamanki gibi yine başladık iskelede hayaller kurmaya, planlar yapmaya. Adamızın huzurlu koylarını, falezlerdeki muhteşem gün batımlarını, kavala kurabiyesi eşliğindeki beş çaylarını, kalesini, meyhanelerini, bağlarını, müzesini, patika sokaklarını, çiçeklerini, yokuşlarını, havasını, tarihini daha gitmeden zihnimizde gezdik. Hevesle, tatlı tatlı tartışarak hangi gün ne yapacağımıza karar vermeye çalışıyorduk. Bozcaada deyince karşınıza her biri diğerinden çekici öyle çok seçenek çıkıyor ki aralarından seçim yapmak hiç de kolay olmuyor. Hele hepsinde onca tatlı anı biriktirmişseniz… 
İşte böyle hararetli hararetli konuşurken bir anda yan masada arkadaşıyla sohbet eden bir yolcunun konuşmalarına kulak misafiri oldum. Algıda seçicilik herhalde, beyefendinin şu sözleri hemen dikkatimi çekti: 

- Ben beyaz eşyada Alman kalitesinden şaşmam! 

Üstelik markalarımızı sıralayarak hangi ürünümüz ve servisimizden nasıl memnun olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyordu. 

- Geçen gün çağrı merkezini aradım. Çok kısa sürede ve tam söz verdikleri zamanda geldiler. Hiç sıkıntı çıkmadı ve sorun hiç uğraştırmadan çözüldü. Üstelik hijyen kurallarında da son derece titizdiler. Gayet güler yüzlülerdi ve işlerine hakimdiler. 

Hani bazen deriz ya “öğretsen bu kadar güzel anlatamaz,” diye.

İşte tam öyle spontane bir diyaloğa, -istemeden diyemeyeceğim itiraf ediyorum- eşimle resmen kulak kesilerek şahit olduk. Mutlu olmamak, tebessüm etmemek, gurur duymamak mümkün değildi. İkimiz de ağzımız kulaklarımızda ve utanmadan yan masayı dinliyorduk.😊

Sonunda ürünlerimizi, servisimizi öve öve bitiremeyen beyefendi de fark etti hâlimizi. Bizim de aynı marka ürünleri kullanıp kullanmadığımızı ve hangi markayı tercih ettiğimizi sordu. Eh, biz de tabii hiç ikiletmeden büyük bir keyif ve gururla yanıtladık: 

“Merhabalar. Ben de eşim de BSH’de çalışıyoruz. Sohbetinize kulak misafiri olduk, yorumlarınız çok hoşumuza gitti, bizi çok mutlu etti. Sizleri böyle gülümsetebildiğimiz için hem müthiş gururlandık hem de görevimizi hakkıyla icra edebilmiş olmanın huzurunu duyduk. Teşekkür ederiz,” dedik. 

BSH’de çalıştığımızı öğrenince birçok soru sordular. 
Merak ettikleri, tavsiye istedikleri şeyleri sıraladılar. Doğru bilinen yanlışları sordular. Ürün ve servislerin nasıl hazırlandığını, “sahne arkası” denen süreçlere dair pek çok şey öğrenmek istediler. 

Öyle bir ortamda böyle derin bir ev aletleri sohbeti edilmesi şimdi size garip, belki de komik gelebilir. Ama inanın, bu anlattıklarım birebir yaşandı ve biz o gün o güzel Bozcaada gezimizin feribotunu beklerken sonradan sıkı ahbap olacağımız memnun müşterimizle bunları konuştuk. Hem de büyük bir keyifle. Aslında tıpkı binlerce, yüz binlerce hatta milyonlarca müşterimizle her gün yaptığımız gibi…

Çünkü her şey bir kontakla, bir talep için telefondan çağrı merkezlerimizin tuşlanmasıyla ya da mağazalarımıza, bayilerimize bir ziyaretle başlıyor. Sonrası müşteri memnuniyetiyle devam ediyor. Tabii ki bu kısacık cümleyle bir çırpıda yazıverdiğim memnuniyeti binlerce BSH’linin, yüzlerce AR-GE mühendisinin emeği mümkün kılıyor. Kimimiz gece gündüz laboratuvarlarda en yüksek kalite standartlarında, en son teknolojiyle çalışan, çevreye duyarlı, su ve enerji tüketimini azaltan, yüksek seviyede enerji tasarrufu yapabilen ürünler geliştirmek için çabalıyoruz. Kimimiz ürünlerimizin tüketicilerimize en çabuk ve en kolay şekilde ulaşmasını sağlıyor, kimimiz de hassasiyetle servis hizmetleri sunuyoruz. 

BSH ailesi olarak bizimle herhangi bir şekilde yolu kesişen tüm yüzleri, Geyikli İskelesi’nde tesadüfen tanıştığımız o değerli müşterimizde olduğu gibi içten bir sevgiyle, memnuniyetle ve güvenle gülümsetmeye çalışıyoruz. Bana buna benzer pek çok eşsiz deneyimi yaşatan BSH ailesinin bir parçası olduğum için gerçekten çok şanslıyım. Tüm arkadaşlarıma gönülden teşekkür ederim. 
Tüm bunlar olurken değerli müşterimizle yaptığımız sohbete öyle bir dalmışız ki hiç anlamadan iskeleden feribota geçmiş, hatta Bozcaada iskelesine dahi varmışız. Adaya geldiğimizi yapılan anonsla duyunca hepimiz kahkahalarla güldük. Eşimle feribottan indikten sonra her zaman yaptığımız gibi kavala kurabiyelerimizi almaya gideceğimizi söyledik. Onlar da bir yerde birlikte oturmak, bir şeyler içmek isteyip istemeyeceğimizi sordu. "Elbette!" dedik. Kurabiyeleri aldıktan sonra hep beraber bir kafeye geçtik. 

Kafenin kapısından içeri girdiğimiz gibi muhteşem bir kahve çekirdeği kokusuyla karşılandık.

Hep birlikte masaya oturduktan sonra kafe çalışanının BSH ürünlerinden olan şarjlı dikey süpürge ile çabucak etrafı temizleyip toparladığını, siparişleri verdikten sonra baristanın kahve çekirdeklerini yine BSH ürünü olan tam otomatik espresso makinesinde demlediğini, soğuk kahve tercih edenler için buzları yine bizim buzdolabımızdan aldığını, başka masadaki kirli tabak ve bardakları ne mutlu ki bulaşık makinemize koyduğunu izledik. O gün evren bizim için çalışıyordu sanki. Önce bizi bizden daha iyi anlatan müşteriler, sonra tepeden tırnağa bizim ürünlerimizi kullanan butik bir kafe… Gerçekten kurgulasak bu kadar olmazdı. Bunları düşünürken fark ettim ki herkes birbirine bakıyor ve sanki akıllarından aynı şeyler geçiyor gibi tatlı tatlı gülümsüyordu. 

Eşimle huzurlu ve derin bir nefes aldık. Kahvelerimizi büyük bir keyif ve mutlulukla yudumladık. Müşterilerimizle, daha doğrusu yeni ahbaplarımızla sohbete devam ettik. O sırada kafede bulunan, yeni yeni birbirimize laf atarak tanışmaya başladığımız ve yan masada oturan bir başka ailenin liseye hazırlanan genç üyesi “Abi ben de okulu bitirdiğimde sizin gibi BSH’de çalışmak, işimde ben de böyle mutlu olmak istiyorum. Çok özendim çünkü çevremdeki pek çok kişi işinden şikâyet ediyor.” demesin mi? Ciddi söylüyorum artık neredeyse mutluluktan ağlayacaktık. Hele gencin ebeveynleri de eşimi ve beni bu ülkenin aydınlık gençleri, kendini geliştirmiş ve ülkesine hizmet eden, pırıl pırıl nesiller olarak niteleyince resmen dünyanın en büyük mükâfatını almış olduk. Onlara bir kez daha tüm BSH çalışanlarının genel profilinin bu olduğunu ve bu kümede kesişen koca bir aile olduğumuzu anlattık. Biraz daha oturduktan sonra henüz birkaç saat önce ürün ve hizmetlerimiz vesilesiyle tanışmış olmamıza rağmen kırk yıllık dostlar gibi kaynaştığımız güzel insanlarla yeniden görüşebilmek dilekleriyle vedalaştık.

Eşimle el ele begonvil ve begonyalarla kaplı sokaktan konaklayacağımız yere doğru yürümeye başladık. İkimizin de yüzünde kocaman bir gülümseme asılı kalmıştı. Kafalarımızda ise birkaç dakika önce arkamızda bıraktığımız gülümseyen BSH müşterileri, belki de gelecekteki mesai arkadaşımız genç ve ailesiyle konuştuklarımız ve “Aslında sadece o tebessüm için çalışıyoruz.” cümlesi dönüp duruyordu. Ada kaçamağımız daha güzel olamazdı sanırım. 

Hepinize güzel anılar biriktireceğiniz, etrafınızın gülümseyen insanlarla dolacağı geziler, tanışıklıklarla dolu bir bahar ve yaz dilerim. Bir dahaki yazımda buluşmak üzere sağlıkla sevgiyle, huzurla yaşayın. 

Onur Seçkin
BSH Servis Teknoloji Müdürlüğü Ürün Uzmanı