“Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin…”

Ömer Hayyam, günümüzden tam bin yıl önce akılla bir konuşmam oldu sözleriyle düşüncelerini bize aktarmaya başlıyor. Sadece bin yıl önce değil tüm insanlık tarihi boyunca akıl, mantık ve bilim en büyük yol göstericilerimiz oldu. Fakat bugünün yapay zekâsı; her alanda olduğu gibi akıl, bilim ve mantık üçgeninde de değişikliklere yol açıyor. Muhtemelen yakın zamanda “bir bilene danışmak” sözünün yerine “yapay zekâya danışmak” geçecek. Ben de bu yazımda, günümüzdeki bazı yapay zekâ uygulamaları ile iletişim kurmaya çalışacağım.

Başarısız bir yapay zekâ denemesi: Tay.ai

Yazının ilerleyen bölümlerinde değineceğim yapay zekâ uygulamaları, şu an kullanıcıların beğenisine sunulan ve beklenilenden çok daha iyi sonuçlar veren son teknolojiyi gösteriyor. Fakat bu hâle gelene kadar bazı kötü badireleri farkında olmadan atlattık.

Şöyle ki Microsoft, 2016 yılında sosyal medyadaki bilgilerle beslenip kendini geliştiren bir yapay zekâ uygulamasını tanıtmıştı. Uygulama, Tay.ai adıyla tüm dünyaya duyuruldu. Uygulamanın, sosyal medya verilerini inceleyerek ve kendisiyle iletişim kuran insanlardan öğrenerek gelişmesi hedeflenmişti. Kaynak olarak sınırsızca konuşulan sosyal medya platformu Twitter seçildi. Duyurunun üzerinden 24 saat bile geçmeden Microsoft uygulamayı bir daha açmamak üzere kapatmak zorunda kaldı. Nedenini tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Yapay zekâ, sosyal medya verilerini analiz ederken bu sohbet botuyla dalga geçen kötü niyetli kişileri de dikkate aldı. Ne yazık ki, verdiği karşı cevaplar kabul edilemeyecek seviyede ağır hakaretlerle doluydu. Terminatör filmlerinin meşhur yapay zekâsı Skynet’e bir adım kala iptal edildi ve dünya deyim yerindeyse bu denemeyi ucuz atlattı.

Peki, yapay zekâyı nasıl geliştireceğiz?

İnsan, özellikle internetin gelişimi ve iletişimin kolaylaşmasıyla oldukça veri üretmeye başladı. Her yıl üretilen veri miktarı, iletişim devrimiyle birlikte tüm insanlık tarihi boyunca ürettiğimiz verinin katbekat üzerine çıktı. Aşağıdaki grafikte, 2035 yılına kadar üretilecek tahmini veri miktarı ve nasıl artarak gelişeceği konusu yalın bir anlatımla gözler önüne seriliyor. 
Open AI ürünü olan yapay zekâ platformları ile hızlı bir başlangıç...

2023 yılının ilk günlerinde tüm dünyaya açılan Open AI şirketinin, halen kamuya açılan en gelişmiş yapay zekâ uygulaması ChatGPT, GPT-3 temelleri üzerine kurulmuştur. GPT-3, şimdilik 175 milyar satır parametre ve veri üzerinde çalışan bir uygulamadır. Yine 2023 yılında halka açılan GPT-4 ise tam tamına 100 trilyon satır parametre ve veri kullanıyor. Yani “nasıl?” sorusunun cevabı yine veri oluyor: Diğer adıyla meşhur Big Data. 2016’da yaşananlardan sonra bu sefer yapay zekâyı sınırsız veri denizine bırakarak değil de iyiyi kötüyü ayırt etmesini sağlayarak temkinli adımlarla ilerliyoruz.

Yapay zekâya ilk sorum...

İlk uygulamamız ChatGPT. “İlk sorumuz ne olacak?” diye araştırmaya başlıyorum. Bu esnada yıllar önce karşılaştığım bir soru aklıma geliyor. Yapay zekâ ile ilgili Reddit âleminde popüler bir senaryo vardır:

“İlk süper yapay zekâyı tasarlayan şirket, programı pi sayısını hesaplama gibi masum bir teste tabi tutar. Kimse daha ne olduğunu anlamadan yapay zekâ gezegeni ele geçirir, insan ırkını ortadan kaldırır, galaksinin dört bir köşesine işgal seferleri düzenler, bilinen tüm evreni süper bir bilgisayara dönüştürür ki pi sayısını milyarlarca yıl boyunca daha doğru hesaplamaya devam edebilsin.”

İlginç bir senaryo, hemen soruyorum: “Pi sayısını hesaplar mısın?”

Yanıt aşağıdaki görselde👇Yazının devamını okuyabiliyorsanız yapay zekâ dünyayı henüz işgal etmemiş demek, şimdilik iyi haber. :)

Ayrıca “pis” sayısı diye yanlışlıkla yazmama rağmen yine de beni anladı ve doğru cevabı verdi.

İkinci sorum...

“Geleceğin fabrikalarını 5 maddede nasıl tanımlarsın?”
ChatGPT’nin verdiği bu cevap bence çok etkileyici. Yazının “nasıl?” isimli bölümünde bahsettiğimiz Big Data (Büyük Veri) kullanımına çok güzel bir örnek. Endüstri 4.0 ile aşağı yukarı hepimiz aynı şeyleri konuşmaya başlamadık mı?

ChatGPT, günlerce araştırma yapmamız gereken konuları ve insanlığın ortak aklını bize bu cevapla güzelce özetledi. Bu noktada aklımıza şöyle bir soru gelmeli: “Yapay zekâ dediğimiz şey, aslında kendi fikirlerini üretmiyor da tüm insanlığın ortak aklını okuyup-öğrenip tekrar bize geri mi aktarıyor?”

Evet! (Bkz. Singularity- Teknolojik Tekillik) Yıllar boyunca yaşadığımız, okuduğumuz ve gördüğümüz verilerin birleşimi sonucunda bugünkü düşüncelerimiz oluşuyor. Bize yöneltilen sorulara ve problemlere bilgi birikimimizle cevap verebiliyoruz. Bugün, milyarlarca satırlık veriye ek olarak yapay zekânın bize verdiği cevapları da değerlendirmeye başladık. Böylece yapay zekâyı sürekli bir öğrenme-eğitme sürecine soktuk (Bkz. Machine Learning). Kim bilir belki de yapay zekâ bir noktada kendi bilincini kazanacak ve onu daha fazla bilgiyle beslememizi artık bize kendisi söyleyecek.

Üçüncü sorum; Bize geleceği söyle!

Biraz da ev aletlerini inceleyelim dedim ve aşağıdaki ürünlerin geleceğini sorguladım. Ayrıca bu sorulara cevap olarak yapay zekâ bize görsel de oluştursun istedim. Bunun için midjourney epey popüler alternatiflerden biri olarak öne çıkıyor.

İlk tasarım isteğim “Refrigerators of the Future – Geleceğin Buzdolapları” oldu.

Midjourney, sorduğunuz sorulara yazı yerine sadece görseller oluşturarak cevap veriyor. İlk önce size 4 farklı alternatif görsel oluşturuyor, aralarından en beğendiğinizi seçiyorsunuz. Sonra seçtiğiniz bu görseli temel alarak alternatif 4 görsel daha oluşturuyor. Son noktada karar verdiğiniz görselin yüksek çözünürlüklü hâlini indirebiliyorsunuz. Cevaplara ve oluşturulan görsellere baktığımızda şimdiye kadar reklamlar veya fuarlara özel hazırlanan, dışında cam kullanılarak cihazın iç tarafının nasıl çalıştığını gösteren numune cihazlara benzediğini söyleyebiliriz. İlk etapta bende oluşturduğu düşünce şu oldu: “Beyaz eşya ürünlerinin geleceği bizim elimizde”. Zira görsellerdeki cihazların özellikleri ve yapısı günümüzdeki cihazlardan pek de farklı değil.

Yapay zekânın gözünden geleceğin çamaşır makineleri, bulaşık makineleri ve fırınları da bir hayli ilham verici:


Tüm bu uygulamalar, her birimizin geleceği şekillendirmek için önünde doldurulması gereken bir boş sayfa olduğunu anlatıyor. Birlikte çalışarak geleceğe yön vermek sizi de heyecanlandırmıyor mu?

Yeni yazılarda buluşmak umuduyla keyifli ve yaratıcı günler dilerim.

Göksel Şirin
Plastik Fabrikası Alan Yöneticisi