Yılın yarısına geldik. Zaman yine rüzgâr gibi geçti. Ama bu geçiş; tahrip eden, yıkan değil; canlandıran, değiştiren, güç veren, tazeleyen, kışkırtan rüzgârlar gibiydi. 

2017 yılı sonunda şapkamı önüme koydum, hayatıma bakış gözlüğümü taktım;

- Kazandıklarımı, 
- Kaybettiklerimi, 
- Geride bıraktıklarımı,
- Artık taşımak istemediklerimi,
- Beni aşağı çeken alışkanlıklarımı, 
- Ertelemelerimi, ataletimi, 
- Önemli kararlarımı dikkatle gözlemledim, analiz ettim.
  
Atacağım adımları önceki yıllara göre daha bir cesurca planladım.

İnsanların yaşamında dönüm noktaları olduğuna inanıyorum. 2017 bu anlamda bir dönüm noktasıydı benim için. 
2018’e büyük umutlarla, güzel planlarla, ciddi adımlarla daha bir güçlü ve azimli girdim. 2018’in yarısına gelmişken görüyorum ki yukarıda  bahsettiğim duygu ve düşünceler 2018’in akışını oldukça etkilemiş. Bu sene, başından itibaren özellikle iş yaşamımda muhteşem deneyimler yaşıyor, tecrübe kazanıyor, daha çok inisiyatif alıyor ve daha çok yapıp daha çok öğreniyorum.

Şu kısacık döneme ne çok yenilik, etkinlik ve deneyim sığdırdığımızı tahmin bile edemezsiniz; 

Şubat ayında Münih‘te tüm Avrupa ülkeleriyle birlikte katıldığımız Küçük Ev Aletleri strateji toplantısında çoğunlukla mail üzerinden haberleştiğimiz takım arkadaşlarımızla yüz yüze çalışma olanağı bulduk ve kaynaştık. Yine Şubat ayında "STRATEGY 4.0 / "Trends Shaping The Future" sempozyumunda yepyeni bilgiler aldık, yeni yaklaşımlar planladık. Ve BSH Akademi’nin sunduğu  “Mindfulness” eğitimini alarak “daha bir farkında olarak” yaşamaya, çalışmaya niyetlendik.



Mart ayı başında geleneksel Satış & Pazarlama toplantımızda yeni CEO'muz Gökhan Sığın'dan değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurma konusunda atacağımız adımlar, değişim yönetimi ve gelişim konularına dair çok değerli tutum ve yaklaşım önerileri aldık. Hemen devamında Mart sonunda hayatımda ilk defa görme şansı bulduğum Marakeş’te gerçekleştirilen Regional Marketing Convention’da bölgemize bağlı tüm Orta Doğu,Afrika ve Kafkas ülkelerindeki ekiplerimizle bir araya geldik.  Büyük başarılar kazanarak ulaştığımız çizginin de ötesine geçmek için ilham veren, dolu dolu bir dizi ortak akıl toplantısı yaptık.



Nisan ortasında Marketing Meet-Up'ta sektör buluşması yaparak; deneyim, teknoloji ve pazarlama konularına odaklandık ve hatta yine hayatımda ilk defa orada Dünya’nın ilk Humanoid Robotu meşhur Sophia ile tanışma fırsatı yakaladım. İlginç bir deneyimdi  gerçekten
.



Bunlarla bitmedi ve Mayıs başında BSH Bölgesel Dijital Dönüşüm ekibimiz tarafından hazırlanan “One Fine Day. One Digital Day” konseptiyle, bol konuklu, muhteşem içeriklerle dolu harika bir etkinliğe katılarak, işlerimize dijital alan ve süreçlerin nasıl entegre edilebileceğine dair ilham dolu bir gün geçirdik. Mayıs ortasında NatGeo ve markalarımızdan Bosch’un sponsor olduğu "Uzaydan Dünyamız" adlı sunumda dünyaca ünlü astronot Chris Hadfield’I dinledik ve dünyamıza ve varlığımıza çok yukarılardan bakma şansı bulduk.



Buraya kadar daha hiç, inovatif fikirler üretme projelerimizden, ISO 2015 hazırlık çalışmalarımızdan, rutin işlerimizdeki yoğunluğumuzdan hiç bahsetmedim. İşte yukarıda özetlemeye çalıştığım baş döndürücü hızla esen, güç veren rüzgârlarla geldik Haziran ortasına…

Özel yaşama dair…


Yukarıda özetlediğim daha çok iş yaşamımı şekillendiren deneyimler ve konulardı. Buna ilaveten bir de özel yaşama dair edindiğim güzel tecrübeler var sizinle paylaşmak istediğim. 

Değişmek, gelişmek tek yönlü olmuyor, top yekûn gerçekleşiyor genelde. Bakın ne gibi güzellikler ve değişiklikler var cebimde, özel yaşama dair; 

Aile: Gönlümdeki önem ve değer sırası hiç değişmedi. Özel yaşamımın temel direklerini oluşturmaya, varlıklarıyla bana güç vermeye devam ediyorlar. İyi ki… Cümlelerimin genelini oluşturuyorlar.


Yaşam Tarzı: Bu sene tam da ihtiyacım olduğu anda aradığım buymuş diye değerlendirdiğim, “Minimalist” yaşam tarzı ile tanışmak ve ufaktan evimi, ruhumu, bedenimi hafifletmek bana çok iyi geldi.

Nedir Minimalizm? 
Minimalizm, müzik, edebiyat, görsel sanatlar ve tasarım dünyasında kökeni 1960'lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akım. Gerekeni karşılayacak kadar azlık ve yalınlık ile karakterize edilen bir stil veya teknik olarak açıklanıyor. Bu akımı bir yaşam tarzı olarak tanımlamak mümkün mü? Evet mümkün. Minimalist yaşam tarzı; işlevselliği ön plana çıkaran,abartısız, kaliteden ve sadelikten yana, doğallığa yatkın, gereksiz detaylardan arındırılmış  yalın bir tarzı ifade eder. Peki ne sağlar bize minimalist yaşam tarzı? Minimalizm, özgürlüğü bulmamıza yardımcı olacağını vaat eder. Hayatımızdaki gereksiz yüklerden arınarak odaklanma gücümüzü artırabileceğimizi ve daha kaliteli, çok işlevli, az varlıkla daha anlamlı bir yaşam sürdürülebileceğimizi savunur. (Daha fazla bilgi için https://www.theminimalists.com/minimalism web 
sitesine bakmanızı tavsiye ederim.)



Minimalist bakış açısıyla kendi yaşamıma ve sahip olduklarıma bakınca, faydalanabileceğim önemli noktalar olduğunu gördüm.

Evimde bulunan dolaplar, depo ve eşya saklamaya yarayan tüm alanların tamamen dolu olduğunun bilincine varmak enteresan oldu. Evimde yıllardır belki bir gün kullanırım diye aldığım eşyalar, kıyafetler ve malzemeler ve onları saklama çabasıyla ne kadar yorgun düştüğümü hiç fark etmemişim. Bu doğrultuda alışveriş alışkanlıklarımı değiştirdim. Tahmin edeceğiniz gibi iş yerinde de durum bundan farklı değildi. Arşivlerim, dolaplarım acaba bir gün diyerek 5 yıldan fazladır hiç ihtiyaç duymadığım dosyalar, evraklar, bilgilerle dolu. Şimdi bir şey saklayacağım zaman daha bir bilinçli düşünüyorum.

Kitaplar: Bu sene okuduğum kitaplardan bende iz bırakanlar; Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Aeden, Yol, Dem, Şimdinin Gücü, T-İnsan ve Başlangıç oldu. Kitap demişken bu sene gerçekleştirdiğimiz harika bir gelişmeyi de paylaşmak isterim. Aynı departmanda çalıştığım arkadaşlarımla sıklıkla kitap alışverişi yapar, kahvaltılarımızda kitaplar üzerinden bayağı sohbet çeviririz. Bu faaliyetlerimiz sonucunda bir süre sonra departmanımızda bir hayli kitap birikti. Ben de bunları şirketimizin Sosyal Kültürel faaliyetlerini bir çatı altında toplayan SOKAK bünyesinde bir kitaplığa dönüştürme imkanı buldum. Şimdi kafeteryamızda elden ele dolaşan, daha çok okuyucuya ulaşan, şirket çalışanı arkadaşların kitap bağışlarıyla gün geçtikçe zenginleşen bir kitaplığımız ve dergiliğimiz var.


TED Konuşmaları: İşlerim hafiflediğinde veya eve dönüş yolunda benim için en güzel molalardan biri gelişimime ciddi katkısı bulunan TED konuşmacılarının videolarını izlemektir. Son iki yıldır devam ediyor bu konuşmalara olan ilgim. Bu sene bende iz bırakan konuşmalar ve konuşmacıların videolarının linkleri aşağıda. Bu alanda sizleri etkileyenler varsa paylaşmanızdan mutluluk duyarım.



1- How great leaders insprire action (Büyük liderler nasıl ilham verir - Simon Sinek) 

2- The happy secret to better work (Daha iyi çalışmanın sırrı mutluluktur - Shown Achor) 

3- My stroke of insight (İçgörü vuruşum - Jill Bolte Taylor)

4- What makes a good life? Lessons from the longest study on happiness (İyi bir hayatta neler olur? Mutluluğun en uzun çalışmasından alınan dersler - Robert Waldinger)


İlişkiler:
 Her sene sahip olduğum ilişkilerin biçimlerinde, derinliklerinde, yoğunluklarında değişimler yaşıyorum. Bu sene bir kabuk daha attım kurduğum ilişkilerden. Bazen kendi tarzımdan vaz geçerek karşıdakinin beklentilerine göre şekil aldığım oluyor, Kendini unutmak, kendinden vaz geçmek insanı kendine yabancılaştırıyor. Kendi öz’ümün, kendi temelim olduğunu unutmadan şeffaf, sevecen, anlayışlı ilişkiler kurma, mevcut olan ilişkilerimi de bu hislerle sağlamlaştırma gayretindeyim. 

Genel: Zaman daha bir hızlı akıyor ya da bana öyle geliyor. Biriktirdiğim deneyimlerin artmasından mı yaş almaktan mı bilmiyorum ama kendimi çok daha güçlü ve iyi hissediyorum. Bu halimden kaynaklı olsa gerek hayallerimin önündeki engeller (…ki çoğunu kendim yaratıyormuşum) birer birer çekildiler.

Kendimi ve sevdiklerimi ihmal etmeyi, yapmayı planladığım görüşmeleri, buluşmaları, sürprizleri sürekli ertelemeyi, yapmak istediklerime bahaneler bulmayı, kimseye faydası olmayan kaygı ve ağırlıklarımı geride bırakmak için elimden geleni yapıyorum. 

Dilerim burada bahsettiğim iş veya özel yaşam konularından bazıları sizin de hayatınıza dokunur. Yılın ikinci yarısı işlerinizde büyük yollar kat ettiğiniz, cesurca yeni yollar keşfettiğiniz, ağırlıklarınızı bırakıp, özgürleşmeye başladığınız, doya doya sevdiğiniz, bol bol güldüğünüz, çokça paylaştığınız bir dönem olsun.

Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle… 

Sevgiler, selamlar 

Nuray Kalafat
 
CP Marketing Communications Head of Section at BSH Turkey