Her yıl tatilimin bir kısmını ailemle geçirmeye çalışırım. Ebeveynimin evi, bir apartman dairesi olmasına rağmen, yüksek tavanlı odaları ve büyük balkonlarıyla müthiş bir rahatlık hissi yaşadığım, bana en huzur veren mekândır diyebilirim.

 İstanbul’daki, balkonunda ancak yan oturulabilen küçük ve alçak tavanlı daireme döndüğümde ise daima tuhaf bir huzursuzluk yaşarım.

Oysa günümüzde, değişen iş ve yaşam koşulları nedeniyle giderek artan oranda insan şehirlerde yaşamak zorunda kalıyor. Şehirleşme hız kesmeden artıyor. Bu da daha küçük ofislerde ve evlerde, dikey binalarda yaşamı zorunlu kılıyor.

Sıkışmışlık hissini aşmak için de siteler ve binalar akıllı, dijital yönetim sistemlerinin minicik ekranları aracılığı ile küçük alanları daha verimli nasıl kullanacağımızı gösteren, iyi düşünülmüş çözümler sunuyorlar.  Bizi nasıl daha ufak hacimlerde, daha rahat, huzurlu ve daha güvenli yaşayabileceğimiz konusunda yönlendiriyorlar. Buradaki ve buradaki videoları izlemenizi öneririm.

İşimiz açısından benim dikkatimi çeken önemli bir nokta da yeni tip evlerde klasik beyaz eşya kullanımının ve ihtiyacının da değişmekte olduğu…

İnsanlar ortam zaten küçük olunca bu tip eşyaların da ya çok daha küçük, mobilyalara gömülü olanlarını tercih ediyor ya da bu hizmetler için dahi kiralama veya ortak kullanım, paylaşım modellerini tercih etmeye yöneliyor. Örneğin yurt dışında uzun yıllardır yalnız yaşayan öğrenciler, bekârlar çamaşırlarını genelde açık, kiralanabilen çamaşırhanelerde yıkarlar… 

Kısacası, artık her alanda ve dünyanın her yerinde ihtiyaçlarımız için gereken araçları, hizmetleri paylaşarak ya da kiralayarak kullanmak eğilimi hızla yükseliyor. 

Bu sebeptendir ki çoğumuzun bildiği, belki de zaten deneyimlediği, ev paylaşım sistemi airbnb ve araç paylaşım sistemi uber son yılların en hızla büyüyen işleri oldu. Bunlar aynı zamanda Paylaşım Ekonomisi Modelinin de (Share Conomy) önünü sonuna kadar açan inovatif servisler oldular. Yeni yaşam tarzlarını ve ihtiyaçlarını destekleyen çözümlerle yepyeni iş kolları yarattılar. 
Bu tür sistemler yeterince yaygınlaştığında kim bilir, belki de beyaz eşyaların, hatta küçük aletlerin paylaşımı da mümkün olabilir. Mesela ben matkap gibi özel durumlarda gereken el aletlerinin apartman veya mahallede bir tane olmasına ve gereğinde paylaşılmasına sempati ile bakabilirim :)

Her geçen gün daha akıllı hale gelen ev aletlerinin pek çok yeni uygulamanın başlamasına neden olacağına da inanıyorum. Örneğin; çamaşır yıkama veya kurutuma süresince cihazın başında beklemek istemeyenlerin telefonlarına iş bittiğinde bildirim gelmesi çok hoş olmaz mı? Bence olur :) Bunun gibi pek çok kolaylığın yakın gelecekte birçok cihazda standart özellikler arasına gireceğini ve paylaşım ekonomisine dönüşebileceğini düşünüyorum. Kim bilir belki bir diğer etkisi de gittikçe azalan komşuluk ilişkilerini geliştirmek olabilir… Ya da taşınmalarda kocaman beyaz eşyaları nakil etmemek pek çok kişiye cazip gelebilir…

Kısacası, paylaşım ekonomisi hayatın birçok alanına girmeye devam edecek gibi görünüyor.

Herkese şimdiden iyi bayramlar.

Yakup Allak 
Network ve Tümleşik İletişim Uzmanı