Yıllar
önce bir arkadaşımı yolda görmüştüm. Uzun zamandır haber alamadığım için de
sohbet sırasında sormuştum “Nerede çalışıyorsun?”
Arkadaşım “boştayım“ dediğinde kafamdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. “Çok üzüldüm,” demiştim. Gerçekten üzülmüştüm. Zira arkadaşım çocuğunu yalnız başına büyütmek zorunda olan çalışan bir kadındı. İşsiz ne yapacaktı?
Ama bir tuhaflık vardı. Karşımda duran kişinin beden dili kesinlikle üzgün değildi. Aksine omuzları dik, yüzünde bir gülümseme ile oldukça mutlu bakıyordu.
İyi de nasıl diye düşünürken cevap gelmişti, “Alter, neden üzgünsün? Ben sana Bosch Siemens Ev Aletleri’nde çalışıyorum diyorum…”
Birden rahatladım. Yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı, sonra ikimiz de kahkahalarla gülmeye başladık… Gerçekten çok sevinmiştim. Hem işsiz olmadığına hem de Bosch’da çalıştığına.
Peki ama neden bazı insanlar çalıştıkları firmaların adını söylerken gururlanırlar? Nedir onları firmalarıyla ilgili konuşurken mutlu mutlu gülümseten, göğüslerini kabartan faktörler?..
Bunun için çalışan doğasını araştıran pek çok çalışma yapılıyor. Onlardan derlenen ve yukarıdaki sorunun yanıtları olabilecek sonuçlar özetlendiğinde ise insanları iş yerlerinde mutlu eden durumlar için aşağıdaki gibi bir liste çıkıyor;
- İnsan yeni şeyler öğrenmeyi, gelişmeyi
- Başardıkça daha çok sorumluluk almayı, ilerlemeyi,
- Kişisel ve kariyer gelişimini,
- Saygılı, nazik, arkadaşça çalışma ortamını,
- Net, tutarlı ve sıkı iletişim içinde olunmasını,
- Çalışanlara zaman ayrılmasını, çalışanların
dinlenmesini,
- Sosyal aktiviteler yapılmasını,
- İyi ve her manada hijyenik bir çalışma ortamı
sağlanmasını,
- İş sonrası kendisine ve ailesine vakit ayırabilmeyi ister
Aslında tüm bunların özetini kurucumuz Robert Bosch taa en başında, üstelik de tek bir cümleye sığdırarak zaten söylemiş; “İnsanlar nazarında itibar kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim; kaybedilen para kazanılır, itibar asla..."
Bence, tüm dünyanın bildiği, hemen her şirketin temel
mottolarından biri haline gelmiş olan bu
büyük sözün kilit unsuru “şirket itibarıdır” ve bunu sağlayan en önemli kesim de
çalışanlardır. O nedenledir ki yıllardır gururla çalıştığım BSH, bir yandan yukardaki sözü doğal olarak kurumsal
perspektifinin merkezine koyar. Bir yandan da ‘şirketleri geleceğe taşıyan iki önemli güçten biri olan çalışanların da
içinde yer aldığı entelektüel sermayeye” sıkı sıkıya sahip çıkar.
Ben de bir çalışanı olarak BSH’de en ince kılcallara kadar bu kültürün sindiğini, her kademede sergilenen kapsayıcı yaklaşımı, huzurlu bir çalışma iklimi yaşamamız için çabalandığını mutlulukla hissediyorum. BSH’de özellikle içinde bulunduğumuz Global ekonomideki sert değişim rüzgârlarının etkisi ile daha da hızlanan rekabet ortamında, her şeyin güçleştiği bu dönemde dahi hiçbir şekilde ödün vermeksizin öncelikle çalışanların gözünde “itibarın” korunmaya çalışılması, kaliteden ödün vermemek için kar marjlarının aşağı çekilmesi ve müşteri yararına inovatif çözümler bulma gayretleri gerçekten de takdir edilmesi gereken önemli tercihler.
Kendimden örnek verecek olursam, bir çalışan olarak yukarıda sıralanan “çalışanları ne mutlu eder?” konusunda sıralanan maddelerin altına hemen imzamı atarım. Evet ben de nerede olursa olsun, çalışmak istediğim firmada bu maddelerin hepsinin olmasını isterim. Ve hali hazırda öyle bir ortamda çalıştığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum… Açıkçası kendime vakit ayırdığımdan dolayıdır ki BSH’da çalıştığım süre zarfında iki kitap yazabildim. Hatta https://bitmeyenyazit.com/ sayfasında buna paralel olarak hikayeler yayınlayabiliyorum.
Kişisel düşüncem, “eğer bir işyeri çalışacağı ekip arkadaşlarını seçmiyor, çalışmak isteyenler firmayı seçiyorlarsa” yukardaki maddeler ve daha fazlası o şirkette gerçekleştiriliyor demektir. Ben de tam bu sebeple BSH’deyim.
Evet, ne mutlu ki BSH’deyim, BSH’desiniz, BSH’deyiz…
Onun için omuzlarımız dik, yüzümüz gülüyor…
Yeni yazıma kadar keyifle çalışacağınız güzel ortamlar dilerim.
Alter Güneş
BSH Çerkezköy Central Controlling Head of Section