Ben Ahmet Can Şahin. 

BSH Türkiye Kurumsal Blogger’lar arasına henüz katıldım. Servis Destek Yetkilisi olarak görev yapıyorum. İlkyazı heyecanı ile başlıyorum ve keyifli okumalar diliyorum…

Rekortmen bir şirketin çalışanı, çok okunan bir blog’un taze yazarı olarak nasıl hissediyorum? 

Parçası olmaktan gurur duyduğum BSH Türkiye, ev aletleri pazarında 2015’te büyüme rekoru kırdı ve dünya ikincildiğine yükseldi. Yeni blogger’larından biri olduğum BSH Kurumsal Blog, beş milyona yaklaşan okuma sayısı ile alanındaki en iyi örneklerden biri haline geldi.

Doğal olarak böylesine başarılı bir şirkette çalışmak her şeyden önce “başarılı” olduğunu hissettiriyor, bolca gurur veriyor. Ancak yaşattığı pek çok iyi ve ayrıcalıklı duygudan da öte, unutulmaz deneyimler yaşama fırsatı yaratıyor. Gelişim için müthiş fırsatlar sunuyor. 

Örneğin
şu anda yapmakta olduğum şey! Artık resmen blog yazarıyım. Bilgi, deneyim ve birikimlerini aktarmak, anlatmak için burada olan, değişik görev ve sorumluluklar taşıyan değerli BSH Blogger’larıyla beraber paylaşmanın hazzını yaşamaya hazırlanıyorum. Günümüz insanının, enformasyonun sonsuz yolculuğunda kat ettiği rotanın kilometre taşlarından biri olabilme ihtimaline koşuyorum… Kısacası; çok mutlu hissediyorum. Umarım sizler de yazılarımı okuyarak iyi hissedersiniz.

İyi bir kurumda çalışmak ne demek? Kurumsal blog’unun olması neden önemli bir fırsat?.. 

Teknolojinin hızla ilerlemesi ile inovasyon her alana hakim oluyor. Ve bu yenidünya düzeninde; ancak ve ancak kendini sürekli inovasyonla yenileyebilen, çevreye duyarlı kurum kültürü oluşturabilen ve bu kültürü hedef kitlesi ile kopmaz bağlara, köprülere dönüştürebilenler, eskilerin deyimiyle “gerçek anlamda bir müessese olabilmeyi başaran şirketler” ayakta kalabiliyor, sektörlerinin liderleri olabiliyorlar. 

İşte tam da bu sebeple, böyle bir kurumun çalışanı olmayı, hem bireysel hem de kurumsal hedeflere ulaşılması açısından son derece önemli bir fırsat olarak görüyorum.

Biraz daha açarsak; 

- İyi bir kurumda çalışmak; her şeyden önce bireysel düşüncenin yerini kolektif takım ruhunun alması,

- Yapı taşları kurumsal kimlikten, empatik yaklaşımlardan ve koordineli adımlardan oluşan bir yapının parçası olmak,

- Bir taraftan mevcut yapıyı sürdürmek, diğer taraftan da sürdürülebilir gelişim için hedef kitleyi, potansiyeli büyütmek,  

- Yeri geldiğinde, realitenin değişmez var sayılan tabularını yerle bir edebilmek, 

- Kurumun tüm çalışanlarının, hissedarlarının, tedarikçilerinin ve tabii ki müşterilerinin proaktif ve açık iletişim kurabilmesi demek oluyor…

- Bu noktada da kuruma ait bir blog’un ve aktif blogger’larının olması; kurumun gerçek yapısının algılanması, anlaşılması açısından belki de en önemli araçlardan birine dönüşüyor.   

- Blog’da paylaşılanlar, kurumsal kimliğin daha da belirginleşmesini sağlarken, ortaya konan her çaba günümüzün hiper interaktif ortamında ilgi çekici,  farkındalık yaratıcı iletişime, etkileşime katkı veriyor.  

- Çalışanların kendilerini ifade etmesine, aidiyet duygusunun perçinlenmesine yardımcı oluyor, marka bilinirliliğini önemli ölçüde arttırıyor.  

Sonuçta; yukarıda özetlemeye çalıştığım faktörlerin bir bileşimi olarak böyle bir kurumda çalışmak, üstüne üstlük bir de blogger olmak insanın kendisini gerçekleştirme ve hedeflerine ulaşma yolculuğunda çok önemli şeyler ifade ediyor. 

Tanımlanan görevleri statik bir biçimde yapmaktan öte, entelektüel bilgi ve deneyim paylaşabilmek, yeni şeyler öğrenebilmek her şeyden önce heyecanı, hevesi ve verimliliği çok ama çok arttırıyor, besliyor. 

Sahip olunanla yetinmeyen ve hep daha başkasını, fazlasını öğrenmek isteyen, sorgulayıcı, araştırmacı, yeniliklere açık olanlara “hoşgeldiniz” diyor… 

Ben de “hoş bulduk” diyerek ilkyazımı “beğenecekler mi acaba?” heyecanıyla bitiriyor;  yorum, öneri ve ilgilerinizi bekliyorum. 

Yeni yazıya kadar keyifle kalın.