Aslında bir kültürü tanımak, bir insan tanımak gibi. Farklı kültürlerden insanlarla iş yapmamızın en büyük keyfi,
onlardan çok ilginç şeyleri öğrenmektir. Bir Çinlinin şaşırdığı bir duruma verdiği yüz tepkisi ile bir İsveçlinin ki o
kadar farklı ki. Her şeyi soramadığımız, anlayamadığımız ifadelerden çıkarımlar yapmak zorundaysanız aman
dikkatli olun.

Aynı hedefe ya da aynı amaca hizmet ediyorsanız, farklı kültürlerin bir anda gücünü hissetmeye başlıyorsunuz.
O güç, fikir, yaklaşım, düşünce, öğreti, disiplin olarak o kadar farklı elbiselerle ortaya çıkıyor ki bir anda kocaman
bir gardırobunuzun olduğunu hissediyorsunuz. Süreç bazlı veya insan odaklı, kavramsal veya sonuç odaklı,
tecrübe veya aksiyon odaklı gibi farklı düşünce yapılarına sahip uluslar arası kimliklerin, masaya oturup bir
konuyu tartışmaya başladıklarında ortaya çıkan enerjinin büyüklüğünü görmeniz, eğlencenin tadını almanızı isterim.

Bunları niye anlatıyorum derseniz ise geçen hafta içinde 3 gün boyunca 22 ülkeden  50 katılımcı ile BSH’ nın yıllık
Uluslararası İnsan Kaynakları toplantısında global insan kaynakları stratejilerini konuştuk. Bu stratejiler içerisinde
öne çıkanlar arasında yetenek yönetimi, işveren markası yönetimi, bölgesel İK yönetimi konuları çok öne çıktı. 
Özellikle BSH Türkiye büyüyen satış bölgesi ile beraber insan kaynakları uygulamalarını da kendi bölgesinde
yaymaya başlayacak. Bu da bizler adına 22 ülkesi olan kocaman bir bölge demek.

Diğer önemli bir konu ise işveren markası yönetimi idi. Özellikle markaları ile çok bilinen ama kurum kimliğini çok
tanıtmayan BSH, bu konuda bir takım aksiyonlar alacak. Mükemmel bir işyeri olma hedefinde olan BSH hem ulusal
hem de uluslararası sahada çalışanına verdiği önemi, çalışanına hissettirmeye çalıştığı gururu ve çalışmak için
keyifli bir ortama sahip olduğunu daha çok öne çıkaracak.