Sanatı bir yana en iyi bildiğim denge tahteravalli dengesidir, sonra kantarın topuzu gelir aklıma. Nasıl kuracağız biz bu dengeyi?

Çok çalışıp kariyer yapmamız lazım, para kazanmak lazım. Ailemize, eşimize, çocuğumuza daha fazla zaman ayırmak lazım. Bir üstadım çocuğum olduğunda şöyle demişti. “Aman dikkat et, bir bakarsın ilk okula başlamışlar, büyürken sakın kaçırma zamanı” demişti. Eşimle son gittiğim filmin adı hakikaten aklıma gelmiyor artık.

Kankalarımızı da görmemiz lazım ara sıra. Hangilerini ama? Halı saha maçlarına da gidemez olduk artık. Hobi özlemi…

Akraba ziyareti mi? O ne ola ki? Biz her bayram zaten ancak tatile gidiyoruz. Gönüllü çalışma yok. Yılda bir kereler de çok az. Doğum günü, evlilik günü, pilav günü… Bir de komşuyduk değil mi?

Ya başucunda sayısı artan okunmayan kitaplar? Hangisine zaman ayıracağız biz? Zaten her gün 8 saat işteyizdir; hafta sonu hep çabuk geçer; kışın günler kısadır; trafik zaten bir sürü zaman alıyor… İş zaten hep çok. Yoksa çok mu çok çalışıyoruz acaba?

Şirketim acaba aile dostu mu? Eşim anlayış gösterir mi? Arkadaşlarım beni unuttular mı? İşlerimi tamamlayamazsam müdürüm kızar mı? Çocuğum davranış problemi gösterir mi? Çok çalışırsam depresif olur muyum? Her hafta sonu dalışa gitsek çok yorucu olur mu?

Hangisine biraz fazla zaman ayırsak, diğeri taraf kavga çıkarıyor, kaos başlıyor. Denge bence de sanat olmalı. Mühim iş bu iş hayat dengesini kurmak. Ama nasıl? İşim mi, ailem mi, yoksa ben mi? Rollerim çatışacak, hangisinden başlasak acaba ?