Benim için ayrı geçirdiğimiz zamanın high light’ı tabii ki 25. Kristal Elma ödül töreni oldu! Hepiniz haberdarsınızdır, Profilo geçen sene yakaladığı başarıyı bu yıl da 6 ödül ile devam ettirdi! Bir BSH’lı olarak başarının da sürdürülebilir olanını tercih ettiğimiz için 2013 yılı içersinde gerçekleştirdiğimiz reklam çalışmalarının büyük beğeni toplaması ve bunun sonucunda 1 Kristal Elma, 4 ikincilik ve 1 üçüncülük ödülünün sahibi olmamız göğsümüzü tekrar kabarttı! Gözden kaçıranlar için ufak bir hatırlatma yapayım.

Ödül alan işlerimizi merak edenler her zaman Profilo pazarlama ekibinden bilgi alabilirler.Bu sene Kristal Elma her zamankinden farklı gerçekleşti. 3 günlük yoğun bir seminer maratonundan sonra ödüller sahiplerini buldu, oysa bu seneye kadar ödül töreni için sadece bir gece düzenlenirdi. Bu organizasyonun kötü tarafı tabii ki iş güç sahibi insanların 3 gününü buraya ayıramaması oldu, ama diğer taraftan güzel olan da inanılmaz değerli ulusal ve uluslar arası pazarlamacılarını dinleme fırsatı vermesiydi. Organizasyonun içeriğine ve konuşmacılara linkten ulaşabilirsiniz. Ben yoğunluk sebebiyle kendime konuşmacılara göre değerlendirdiğim 1 gün seçebildim, o da 27 Eylül Cuma günü oldu!

Etkinliğe son dönemdeki tüm etkinliklerde olduğu gibi digital dünya ve sosyal medya damgasını vurmuştu. Bunu daha etkinlik alanına girer girmez sponsor markaların standlarında görmek ve yaşamak mümkündü… O standta resim çek, markanın facebook sayfasında paylaş, şu olsun veya bu standa gir, lazer odaklanma deneyimi yaşa! gibi bir sürü aktiviteye  tanık olmak gerçekten çok enteresandı. İnsan kendi kendine bunun sonu nereye varacak diye sormadan edemiyor gerçekten. Ülkemizin ve insanlarımızın gerçekten günceli takip etme, teknolojiye uyum sağlama kabiliyeti takdire şayan bunu bir kez daha gördüm ve anladım!

Biraz da  günün en değerli sunumlarını  ve bu sunumlardan  edindiğim izlenimleri sizlerle paylaşmak istiyorum.  Öncelikle ilk etkilendiğim sunum David Shing’in sunumu oldu. Bir kere bu adamı nerede buluyorsanız – bu derken facebook, twitter, instragram, vs kastediyorum J, ha bir de huffingtonpost.com’da yazıları çıkıyormuş - orada takip edin derim arkadaşlar, çünkü adam bir derya… Kendisi “AOL Digital Prophet” olarak tanımlanıyor, vallahi hakkıdır! “Shingerviews” adı altında yaptığı sunumu bir yerlerden edinin derim, “ilgi=interest”i para birimi olarak gören bu adamın sunumu çok keyifli.



Sonrasında Zenithoptimedia CEO’su Steven King’in sunumunu izledim ki burada medya planlarında dijital ve klasik medyanın nasıl da elele yürümeye başladığını ve birbirine entegre olduklarını çok güzel bir dil ile ifade etti. Tüketicinin pasif tüketiciden nasıl aktif tüketiciye geçtiğini o kadar güzel bir şekilde anlattı ki etkilenmemek mümkün değildi. Hele gelecekte klasik “marka yetkili satıcısının” kalmayacağını ve buraların markaların showroom’u ve servis center’i haline geleceğini, satın almanın tamamen online gerçekleşeceğini anlattığı kısmını şahsen nefesimi tutarak izledim diyebilirim! Bunu destekleyen bir diğer sunum Anita Caras’a aitti: Making a difference –multiscreen strategy. Yani adı üstünde tüketiciyi nasıl birden fazla ekranla avlayabileceğinizi anlatıyordu, çünkü yapılan araştırmalar artık tüketicinin bir ekrana bağlı kalmadığını ve TV izlerken aynı zamanda cebinden tweet attığını ya da laptop’undan google’a girdiğini  gösteriyor. Dolayısıyla TV izleyen tüketiciyi, klasik reklam, sponsorluk ve ürün yerleştirme çalışmalarıyla paralel yürüyen sosyal medya çalışmaları ile bağlamak mümkün! Bunu yapmak için ama doğru içeriği bulmak ve bu konuda acayip yaratıcı olmak gerekiyor doğal olarak! Zira izleyici artık bu konuda da giderek daha seçici davranıyor… Hayat hepimiz için giderek zorlaşıyor sevgili pazarlamacılar! İşin içine bir de Y ve Z kuşağı giriyor ki X kuşağında kendisini yenileme becerisinde olamayanların vay haline!

Bir pazarlamacı olarak diğer bir inanılmaz sunum trendwatching.com’un yönetici ortağı Henry Mason tarafından gerçekleştirildi. Tüketici trendlerini takip etmenin ne kadar önemli olduğunu, o kadar etkileyici bir biçimde anlattı ki  iyi bir pazarlamacının en önemli becerisinin neden tüketicisini izlemek ve davranışlarının nedenlerini  öğrenmek olduğunu bir kez daha anladım. Son derece ilham verici bulduğum bu sunum bana tüketici insight’ının (içgörü) her zaman “the king= kral” olacağını çok güzel bir dil ile anlattı. Bu arada “trend uzmanı” diye bir mesleğin olduğunu da sayesinde öğrenmiş oldum! Trendleri takip etmek neden önemli biliyor musunuz? Doğru damarı en basit yoldan yakalamanın tek çözümü bu. İnsanlara da artık ulaşmanın yolu komplike değil, son derece basit yollardan geçiyor!

Tüm burada yazlıklarım sizi gelecek açısından korkutmasın! Gelecek acayip renkli, bir o kadar da heyecan verici dostlar. Sadece değişmek ve zamana, yeni koşullara uyum sağlamak şart. Çok gezecekçok okuyacak ve çok yeni, farklı insanlar tanıyacaksınız, bunun kaçışı yok! Çünkü artık her şey switch off ve click on veya share veya consume content arasına sıkışmış vaziyette! Umarım “content” fakiri bir yazıyla sizi sıkmamışımdır! Gerçi yazacak daha çok şey var, ama bir sonraki yazıya kalsın…

Merak edenlerle bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle,

 



Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu
Head of Regional Brand Management Bosch