Mars…

Bir de ilave bilgi; Artık yeni bir köpeğimiz var. Adı; Mars… Sokaktan evlat edindik. Bizimkiler bayıldı. 3 oğlan ve Mars ile beni heyecanlı günlerin beklediği kesin☺ Ara ara onu da çekiştireceğiz, deneyimli arkadaşlardan önerilere açığım☺ Sarsıcı bir deneyim…  “Beyin ve Mucizeleri”

Bu yazımda bir de geçtiğimiz günlerde BSH’de yaşadığımız ve çok etkilendiğim bir deneyimden bahsetmek istiyorum; Sosyolog ve NLP uzmanı sevgili Nedim Güzel’in hepimizi derinden etkileyen
“Beyin ve Mucizeleri” semineri… Kaşıkları büktü, hipnoz yaptı, beyin okudu ve insanları havaya kaldırdı!!! 
Sarsıcı paylaşımı “eğer istersek neler başarabileceğimizi ve her zaman olumlu düşünmemizin yaratacağı farkları” bir kez daha hatırlattı… Artık hayattaki en önemli mottolarımdan biri “hiçbir şey imkânsız değildir”! Fırsat bulursanız bir seminerine katılmanızı öneririm… Çok etkileyici…

Evet kısa hayat özetinden sonra geçen yazımda irdelemeye söz verdiğim konuya geçiş yapıyorum;
Dijital devrim ve sosyal medyanın yeni kuralları; Dijital Tüketici Devrimi ve Dijital Darvinizm…

Hepimiz farkındayız ki çok ciddi bir dijital ve tüketici devrimi yaşıyoruz. Toplum ve teknoloji; bir şirketin, kurumun bunlara adaptasyon hızından çok daha çevik ve hızlı biçimde gelişiyor. Yeniçağın yeni koşullarını oluşturuyor. Brian Solis “The End of Business as Usual” (Her Zamanki Gibi İş Yapmanın Sonu) isimli kitabında bunu “Digital Darwinism” (Dijital Darwinizm) olarak adlandırıyor. 

Bu koşullar altında hangi iş dalında olursanız olun, işiniz tehdit altında! Üstesinden gelip, sürdürülebilir büyüme ve gelişme için (artık ayakta kalabilmek gibi bir başarı kriteri geçerli/yeterli değil!) tüketicilerin neden/nasıl/neye/neyle/ne zaman/nerede/ bağlandıklarını ve onların sosyal sohbetlerinin işinizi ve markanızı nasıl etkilediğini bulmak/anlamak/analiz etmek/strateji geliştirmek/harekete geçmek sizin en öncelikli iş/leriniz…

Sürekli ve Radikal Değişim Çağı…

Yani iş dünyası için gelecek bir kelime ile özetlenebilir; “sürekli ve radikal değişim”. Çünkü dijital ve tüketici devrimi her şeyi yeniden tanımlıyor. İleriki yıllarda bu devrim, güçlü tüketicilerin ve güçlü çalışanların parladığı çağ olarak anılacak. Ya Darwin’in teorisindeki gibi doğal seleksiyon ile eleneceğiz ya da oyunu yeniçağın kurallarına göre oynayıp yönderliğe geçiş yapacağız… Yapamayanların, elendi dediklerimizin seçeneği ise herhangi bir ekran karşısında “izleyici” olarak konumlanmak olacak…

Aslında şirketler ve markalar müşteri sadakatini etkileyen faktörlerde ve satın alma kararlarında böyle temel bir değişikliği yaklaşık 15 yıl önce internet ve e-ticaret devriminde de yaşadılar. 

O günleri çok iyi hatırlıyorum, çünkü Intel’de çalışıyordum ve en önemli hedeflerimden biri şirketi Internet ve e-ticaret lideri olarak pozisyonlayacak iletişim aktiviteleri kurgulamaktı. Açıkçası internetin kullanımını artırmak için yaptığımız aktiviteleri hatırladığımda ve bugünlere baktığımda gülesim geliyor.  O günlerde,  bugün geldiğimiz durum aklımın ucundan bile geçmezdi! 

Ernst & Young’ın çok güzel bir raporu var; “Social Media – New game, new rules ve new winners”
Bu rapora göre dijital devrimde “ancak yeni oyun kurallarına” adapte olanlar “yeni kazananlar” olacak. 

Yeniçağın kazananlarından olmak için organizasyonların aşağıdaki kritik üç konuya önem vermeleri gerekiyor:

1) Büyük Verilerin (Big Data) içindeki “altın parçacıklarını” tespit edip bunlardan değer yaratmak
Kuruluşlar milyonlarca sosyal etkileşimdeki veri parçacıklarının hangilerinin ticari faaliyetlerini geliştirmek için dikkate alacakları “altın parçaları” olduğunu tespit etmek zorundalar. Soical-CRM en kritik alanlardan biri olacak. 

2) Sosyal ve geleneksel kanalların koordinasyonu
Artık sosyal ve geleneksel kanalların koordinasyonunu, entegrasyonunu içeren yeni organizasyon modellerine ve çalışma şekillerine ihtiyaç duyulacak. Buna göre yapılanmayanların işi zor…

3) Çalışanlara çeşitli topluluklarla bağlantı kurma yetkisi vermek
Lider kuruluşların, marka vaadi ve piyasadaki marka konumlandırması ile tutarlı esaslar ve değerler çerçevesinde çalışanlara, müşterileriyle daha özgür etkileşim kurma olanağı tanıdığına inanıyoruz. Şirketlerin bir an önce alt yapı ve güvenlik değişikliklerini tamamlayarak sosyal ağlara erişimi serbest hale getirmesi gerekiyor. Biz de bunun için Kasım 2012 den itibaren tüm çalışanlarımızın iş yerinden de sosyal ağlara bağlanma olanağını açıyoruz. 
 
Yeni oyunun favorisi cesur markalar olacaktır.

Kısacası dijital devrim ve sosyal medya dünyayı değiştiriyor ve bunun artık geri dönüşü yok! 

Teknolojik ve demografik trendler, sosyal ticaretin organizasyonlar ve markalar üzerindeki etkisini exponansiyel olarak hızlandıracağa, yaygınlaştıracağa benziyor.

Kazananlar eski kuralların miyadının dolduğunu anlayan ve sosyal medyanın yarattığı fırsatları kullanıp müşterileri ve kullanıcıları ile daha direkt, derin ve ilgili ilişki kurabilen şirketler olacaktır. 

Dolayısıyla yeni oyunun favorisi “cesur markalar, kurumlar” olacaktır. Hiç kuşku yok!

Bitirmeden; Kurban Bayramı’nızı kutlar, tatilin keyfini çıkarmanızı dilerim. Trafikte olacaklar; lütfen hız yapmayalım… Daha size yazacak çok şeyim var…

Bir sonraki yazıma kadar hoşça ve online kalın. 

Ve soru, yorum, katkı yapın, varsa yazılarınız paylaşın (konuk blogger ağırlayabilirim). Beni buralarda yalnız bırakmayın☺ Mesajlarınızı bekliyorum! 

burcin.girit@bshg.com

Burçin Girit
BSH Gelişen Pazarlar Bölgesi / Türkiye, Orta Doğu, Afrika, BDT, Hindistan ve ASEAN Ortadoğu Bölgesi’nden Sorumlu Kurumsal İletişim Direktörü