Şu teknoloji inanılmaz bir şey, sizi “dur bir bakayım neler olmuş?” derdinden bile kurtarıyor. İlk yorum geldiğinde nasıl irkildim bilemezsiniz! “Aaaaa, işte bu!” diye olduğum yerde zıp zıp zıplayasım geldi. “Oldu en sonunda oldu bim bam bom, rüyalarım gerçek oldu bim bam bom” diye çocukluğumun şarkısını tutturdum ve bütün gün dilimden düşmedi! Henüz çözemediğim tek şey gelen yorumlara direkt cevap yazmak. Onu da en kısa zamanda başaracağım!

Bugün bu durum üzerinden ilerlemek istiyorum müsaade ederseniz. Başarı, eğer konulmuş bir hedefe ulaşılıyorsa daha da değerli olur. Hedefe ulaşma hissinin bir insanı başka hiçbir şeyin motive edemeyeceği kadar motive ettiğini düşünenlerdenim. O nedenle müsabakalarda sporcular santim santim, saniye saniye ve hatta günümüzde salise salise ilerlemiyor mu? Bence başarı anı insanda bir tür bağımlılık yaratıyor! Bunu başardım, şimdi sırada ne var sorusunu beraberinde getiriyor. Bu açıdan kendime bu blog’u yazarken koyduğum bir hedefi yakalamış olmak benim için çok önemli. Siz de kendinize iş hayatınızda veya özel hayatınızda küçük ve kolay ulaşılabilir hedefler mutlaka koyun. Başarı hissini yaşamanın sizi ne kadar motive ettiğini ve adrenalin salgılamanızı sağladığını göreceksiniz!


Yine başarıda süreklilik de çok önemli. Biraz evvel anlattıklarım kişisel başarı algısı açısından önem taşırken, süreklilik bu başarının başkaları tarafından kabul görmesini sağlıyor. Albert Camus’un dediği gibi “Başardığımız her iş bizi köleleştirir, çünkü daha iyisini yapmaya zorlar”, bu da esasen sürekliliği sağlayan lokomotiftir. Başarılı olan insanın bir süre sonra sürekli kendiyle yarış halinde olduğunu görürsünüz, zira takdir denen bağımlılık maddesi bir kez damarlarına zerk edilmiştir ve mutlaka devamı gelmelidir. Bu aşamada karşımıza çıkacak en büyük zorluk artık ne yapacağına karar verememektir.

Başarılı olduğunuz, hedefi yakaladığınız andan itibaren üzerinizde daha iyisini yapma ve yeni bir hedefe koşma arzusunun baskısı hissedersiniz. Bu gerilim ile başa çıkmak herkesin harcı değildir ve esasen başarısızlığı da beraberinde getiren sonu hazırlar. Baskının yola açtığı heyecan ve kararsızlık başa çıkamayanlar için sonrasında hüsran getirir.
Beni bu duruma bakış açımı en iyi özetleyen bir söz de var bu arada “Başarı azim gerektirir, azim ise irade. Bazı hedefler, başarısız olmaya da değer. Gerçek başarı, başarısız olma korkusunu yenebilmektir” ( SWEENEY ). Kanımca başarı bir yerde risk almaktır dostlarım. Özellikle iş hayatında risk aldığınız ve farklı bir şey yaptığınız veya ortaya koyduğunuz zaman başarılı olursunuz. Bu anlamda başarılı olacağım arzusu ile yola çıkmak ne kadar doğru ise sonucu başarıya bağlamak bir o kadar yanlıştır.

Benimle online kalmaya devam edin,


Bahriye Bayraklı Tavukçuoğlu
Head of Regional Brand Management Bosch